1 Ekim 2015 Perşembe

‘alvegari.com’ niçin kuruldu?

Anadolu’nun güneybatı, Ege’nin güney kesiminde yer alan Milas’ın geniş coğrafyası içinde, çok çeşitli ürünler yetişmektedir.
Milas, bilinen beş bin yıllık tarihinde, çok sayıda uygarlığı yaşamış, Karya ve Menteşe Beyliği’ne başkentlik yapmıştır. Verimli toprakları üzerinde, her zaman canlı bir yaşam,  hareketli bir ticari faaliyet süre gelmiştir…
Mylasa’nın/Milas’ın bereketli toprakları üzerinde yaşam süren topluluklar, her zaman Milas’ın zengin doğasının ve verimli topraklarının kendilerine sunduğu doğal ve besleyici ürünlerinden güç almışlar, yaşamlarını sürdürmüşlerdir.
Milas bölgesinin en önemli besin maddesi ve geçim sağlayan ürünü; ‘zeytin’dir. Milas’ın memecik türü zeytinleri, hem sofralık olarak hem de zeytinyağı olarak insanların sağlıklı beslenmesini sağlayan en önemli gıda türleridir.
Milas ve Muğla’nın % 60’ı ormanlık alandır. Bölgenin hâkim bitki örtüsü olan çam ağaçlarının bulunduğu alanlara yerleştirilen kovanlardaki arıların meydana getirdiği  ‘çambalı’nın lezzetine doyum olmaz. Çiçekbalı da bölgenin önemli bal çeşididir.
Milas’ta el sanatları çok yaygındır. Bunların içinde en önemlisi halıcılıktır. ‘Milas Halıları’, dünyaca ünlüdür. Bozalan ve Karacahisar halı modelleri, en çok bilinenleridir.
Bölgemizin en önemli üretimi, geçmişi çok eskilere uzanan zeytinyağı sabunu üretimidir. Zeytinyağı sabunu, saça ve cilde iyi gelir. Besleyici özelliği vardır. Saçı ve cildi canlı tutar, parlak kılar.
Zeytin kolonyası ise, son yıllarda geliştirilen ve gittikçe beğeni kazanan bir üründür.   Zeytinyağlı sıvı sabun, zeytinyağı kremi, zeytinyağı şampuanı da; zeytinin yaşamımıza kattığı yeni ürünlerdir. Yöremiz üretimi olmasa da, zeytin ve zeytinyağı lehine bir ortam yaratmak için zeytinden elde edilen bu ürünler de, satıştaki ürünlerimiz arasında yer alacaktır.
İlerleyen süreçte, ‘alvegari’ markası adı altında yeni ürünler, tüketicilerimize sunulacaktır.
‘alvegari.com’, yöremizde yetişen sağlıklı ve doğal ürünlerin tüketicilere sunulması, bir nebze olsun yöremizdeki markalı ürünlerin pazarlanmasına katkıda bulunmak için faaliyete geçirilmiştir.
‘alvegari.com’, her zaman müşteri memnuniyetini kendisine ilke edinecek, bundan ödün vermeyecektir. ‘Yöremizden evinize’ sloganıyla, yöremizin kaliteli ve doğal ürünleri, tüketicilerle buluşturulacaktır!..

İletişim: alvealvegari@gmail.com

Nevzat Çağlar Tüfekçi
alvegari.com / Girişimci

30 Eylül 2015 Çarşamba

MİLAS ZEYTİNCİLİĞİ; NEREDEN NEREYE? -1-

Ülke genelinde 170 milyona yakın zeytin ağacı bulunmaktadır. Bunun 17 milyonu Muğla’dadır.  Muğla, Balıkesir ve Aydın’dan sonra 3. sıradadır. Milas, 8.550.000 meyve veren ve 250 bin meyve vermeyen zeytin ağacına sahiptir.  Milas zeytinlerinden, var yılında 100 bin ton tane zeytin elde edilmekte, bunun % 10’u sofralığa, geri kalanı yağlık zeytin olarak ayrılmaktadır.  Milas zeytinlerinden var yılında yaklaşık 16 bin ton zeytinyağı elde edilmektedir. Bu anlamda Milas, önemli bir zeytinyağı üretim merkezi durumundadır.

Milas zeytinleri, bugün olduğu gibi Karya döneminde halkın temel geçim kaynağıydı. İ.Ö. 3. Binlerde Sümerler, Batı Anadolululara, ‘Deniz kıyısındaki güneş bahçesinde yaşayan insanlar’ derlermiş. Firavunlar zamanında da Mısırlılar, Egeliler’e, ‘Denizin yüreğinde yaşayan nsanlar’ derlermiş. ‘Bereketli Hilal’ olarak adlandırılan Nil Deltası, Mezopotamya ve Anadolu’yu, özellikle Ege kıyılarını içine alan toprakları, tarih boyunca farklı kökenden onlarca kavim vatan seçmiş veya sahip olmaya çalışmıştır. Bunun nedeni ise topraklarının verimliliği, stratejik konumu ve güzel iklimidir. Rivayete göre, istilacı kavimler, Karya topraklarını ele geçirmek amacıyla, savaşçılıklarıyla ünlü Karlar’ın moralini bozmak için, önce zeytin ağaçlarını dibinden keserlermiş...

Milas bölgesi zeytin ve zeytinyağı açısından önemli bir alan olmasına rağmen, ta 2 binli yıllara kadar, zeytinyağı rafinerilik olarak değerlendirilmiş, hiçbir zaman sofralık zeytinyağı olarak nitelendirilmemiş. Oysa memecik zeytininden elde edilen zeytinyağları, bulundukları coğrafi ve iklim koşulları nedeniyle çok lezzetliydi. Lezzetli bir zeytinyağının, lezzetsiz hale gelmesinde, bu değerlendirmelerin yapılmasında haklı nedenler vardı. Üretici bilinçsizdi. Zeytin hasadının nasıl yapılacağını, ne kadarlık süre içinde zeytinin sıkıma girmesi gerektiğini bilmiyorlardı. Onlar, zeytin taneleri, kümelerde ve çuvalların içinde ne kadar çok beklerse, o kadar çok yağ elde edeceklerini düşünüyorlardı. Onlar, zeytin uzun süre beklerse, karasuyunu salar, geride sırf zeytinin yağı kalır diye biliyorlardı. Oysa bu çok yanlış bilgi sahibi olunmasıydı!

Milas zeytinciliğinin yazgısı, 1998 yılında Ali Osman Menteşe’nin baba topraklarına dönmesiyle, değişmeye başlar. Menteşe, babadan kalma zeytinliklerinde, bilimsel tarım uygulamalarına başlar. Budama, gübreleme, zeytin hastalıklarına karşı mücadele konularına önem verir. Bu konuda çevresini aydınlatır. Başlangıçta onun yaptıklarına kuşkuyla yaklaşanlar, daha sonra onlar da aynısını uygulamaya başlar…

Osman Menteşe, bilimsel zeytin hasadı ve zeytinyağı elde etme yöntemleriyle Milas’ın memecik zeytininin ve zeytinyağının adını, aldığı ödüllerle ülkeye ve dünyaya duyurdu. İtalya merkezli, dünyanın en iyi zeytinyağlarının yer aldığı, ‘Flos Olei’ dünya sızma zeytinyağları katalogunda her yıl yerini aldı. Orijinal ismi şöyle:”Flos-Olei 2013 A guida to the world of extra virgin olive oil.”  

2013 katalogunda 46 ülkeden, çeşitli markalardaki zeytinyağları yer alıyor. Bu katalogda, Türkiye’den puanlanmış olarak 11 markanın ismini görüyoruz ve bunların 3’ü “Memecik Zeytini”yle Milas-Bodrum yöresinden.  Bu katalogda yer alma başarısını gösteren yöremiz üreticileri ve markaları şöyle: Sitare-Osman Menteşe Çiftliği, Markası SOM; Zeynep-Cem Çelikkol, Markası Kairos Zeytinevi-Şenköy; Haluk-Selva İşmen, Markası Selia, Çömlekçi Köyü(Bodrum). Menteşe Som ve Kairos zeytinevi, 2014 katalogunda da yer aldı.


2015-2016 ÜRETİM SEZONUNDA ZEYTİNYAĞI ÜRETİMİ

'Zeytin ve Zeytinyağı Rekoltesi Ulusal Resmi Tespit Heyeti'nin yaptığı çalışmalara göre, 2015-2016 sezonunda zeytin üretiminin 1.108.000 ton, zeytinyağı üretiminin ise 143.115 ton, zeytinyağında rekolte kaybının da yüzde 16 olacağı tahmin ediliyor... Konuyla ilgili Dünya Gazetesi Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım’ın değerlendirme yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum.
xxx
İZMİR - Zeytin ve zeytinyağı üretimi düşüyor. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) koordinatörlüğünde oluşturulan, “Zeytin ve Zeytinyağı Rekoltesi Ulusal Resmi Tespit Heyeti”nin raporuna göre, 2015-2016 sezonunda zeytin üretiminin 1 milyon 108 bin ton, zeytinyağı üretiminin ise 143 bin 115 ton olması bekleniyor. Bu verilere göre zeytin üretiminde geçen yıla göre yüzde 5, zeytinyağında ise yaklaşık yüzde 16 düşüş olması bekleniyor. İzmir, Balıkesir, Çanakkale, Bursa, Manisa, Aydın, Muğla, Adana, Antalya, Gaziantep, Hatay, Kilis, Mersin, Osmaniye, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa illerinde ve rekolte tespit heyetlerince gidilemeyen ancak Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl, İlçe Tarım Müdürlüklerinden alınan bilgilere göre diğer illerle birlikte ülke genelinde 167 milyon 847 bin 627 zeytin ağacı var. Ağaç başına ortalama 7,6 kilogram zeytin verimi bekleniyor. Bu, geçen yıla göre, ağaç başına 2 kilo, yani yüzde 21 verim düşüklüğü anlamına geliyor.
397 bin ton zeytin; sofralık
Rekolte tahminine göre, toplam zeytin dane üretimi, 1.108.188 ton olacak. Geçen yıla göre dane zeytin üretiminde 61.564 ton yani yüzde 5.2 azalma bekleniyor. Sofralık zeytin üretiminin geçen yıl olduğu gibi 397 bin ton seviyelerinde olması bekleniyor. Zeytinyağı üretimi ise, geçen yıla göre 26.885 ton yani yüzde 15,9 azalarak 143.115 ton olacağı tahmin ediliyor. 2015-2016 sezonunda tahmin edilen 1.108.188 ton dane zeytinin 397 bin tonu sofralık, kalanı zeytinyağı üretiminde değerlendirilecek.
Stokta 20 bin ton zeytinyağı var
Rekolte tahmin raporunda, 2014- 2015 iş yılında fiyatların sürekli yükseleceği beklentisi ile devreden zeytinyağı stokunun yaklaşık 20 bin ton seviyesinde olduğu belirtilerek: “Bu durumda, devreden stok ile birlikte 2015-2016 iş yılı toplam zeytinyağı miktarının 163 bin ton olduğu görülmektedir. Rekolte tahminleri mevsim başında yapıldığından; iklim koşullarındaki değişimlere bağlı olarak tahmin edilen rakamlarda sapmalar olabilmektedir. Yani üretilen zeytin, yağlığa ya da sofralığa kaymakta ve bu da üretilen ürün miktarlarını değiştirmektedir. Bu gerçekten hareketle, sezon başladıktan sonra da tahmin edilen zeytin ve zeytinyağının gerçekleşip gerçekleşmeyeceği uzmanlarımızca kontrol edilecektir” bilgisine yer verildi.
Üretimde hedef dünya ikinciliği
Son 10 yılda bakanlığın destekleri ile dikilen ağaç sayısı sayesinde Türkiye’nin, İspanya’dan sonra dünyanın en büyük 2. ülke konumuna ulaştığı vurgulanan rekolte tahmin raporunda, şu bilgilere yer verildi: “Zeytincilik sektörü yeni dikilen fidanların meyve vermeye başlaması ile birlikte sürekli bir gelişim içine girmiş, ancak son üç yıldan beri yaşanan küresel ısınma ve olumsuz hava koşullarının etkisi ile bu gelişim, üretim rakamlarına yansıtılamamış. Ama 7-8 yıl önce olduğu gibi var ve yok yılları arasındaki makas da çok azalmıştır. Önümüzdeki yıllarda ağaç sayımıza göre rekoltemizde de çok artış olacağını ve üretim miktarı ile de hedef koyduğumuz dünya İkinciliğini yakalayacağımıza inanıyoruz.”

RAPORDA ÖNE ÇIKAN SORUNLAR VE ÇÖZÜMLERİ
►Sektörle ilgili istatistikî veriler güncel değildir. Rekolte tahmin çalışmaları uzmanların sadece tecrübeleri ve gözlemlerine dayanarak yapılmaktadır. Uzaktan algılama sistemleri kullanılarak, bir coğrafi bilgi sistemi ve güvenilir veri tabanı oluşturulmalıdır. Başta ağaç sayısı olmak üzere, sektördeki verilerin güncelleştirilmesi gerekmektedir.
►Yeni dikim alanlarına verilen yardımların geleneksel zeytin ağaçlarının gençleştirilmesine de verilmeli.
►Düzenli ve yüksek verimli, ihracata uygun zeytin çeşitleri tercih edilmeli ve “sert çekirdekli” meyveler ile karışık dikimler önlenmelidir.
►Stratejik bir ürün olması nedeniyle zeytinyağının prim sisteminin zeytinyağına değil ham dane zeytine 50 kuruş ya da zeytinyağına 1-1,5 lira seviyelerine çıkarılmalı.
►Zeytinde hastalık ve zararlılarla mücadelede yeni yaklaşım ve yöntemlerin geliştirilmesi geniş spektrumlu ilaç tüketiminin minimize edilmeli.
►Fidan üretiminde bölgesel adaptasyon önemli olup, coğrafi yöre ile özdeşleşmiş çeşitlerin kendi bölgelerine dikiminin teşvik edilmesi, bölgesel bir “Envanter Projesi” hazırlanarak kayıt dışı ağaçlar tespit edilerek, dikime uygun zeytin alanları süratle ağaçlandırılmalıdır.
►Bölgelerde bulunan “deliceler” aşılanmalı ve 300-400 metre rakımlı, bozuk orman arazilerinde “zeytinlik” tesisine izin verilmelidir.
►Ülkemizin yerli zeytin gen kaynaklarının korunması ve çeşitli yollarla fidan ithalat rejiminin engellenmesi…
►Zeytincilik sektöründe ürün ve üretim maliyetinin düşürülmesinde mutlak gerekli görülen ve zeytincilikte kullanılan girdilerden başta akaryakıt ve enerjinin ucuzlatılması, Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesi.
►Ağaç başına verimliliğin Avrupa Birliği seviyesine yükseltilmesi için kamu destekli bir program ile bölgelere ve zeytin çeşitlerine göre uygun budama tiplerinin belirlenerek toplu ve tek tip budama uygulamaları yapılaması, yaşlı ağaçların kademeli olarak gençleştirmesi ve mekanik hasada uygun hale getirilmesi çalışmalarının desteklenmesi.
►Firesiz ve hızlı zeytin toplama için mekanik hasadın özendirilmesi ve yardımcı malzemelerin temini ve üretimini kolaylaştıracak önlemlerin alınması, zeytin hasat makineleri küçük ve orta üreticilerin alımını kolaylaştırmak üzere fiyatlarının kontrolden geçirilmesi, ayrıca gövde sarsıcı gibi büyük makinelerin da teşvik kapsamına alınması.
►Kalite kayıplarının önlenmesi için zeytinyağlarımızın, azot korumalı paslanmaz çelik tanklarda depolanabilmesinin desteklenmesi, bu kapsamda lisanslı depoculuğun teşvik edilmesi, “modern laboratuar”ların kurulması böylece her yıl iç piyasa ve ihracata uygun, kaliteli ve düzenli bir zeytinyağı arzının sağlanması.
►Avrupa Birliği’nde olduğu gibi piyasayı regüle edici(düzenleyici)  fiyat ve destek modellerinin uygulanması.
►Zeytinyağının önde gelen sorunlarından, taklit ve tağşişle mücadelede kamu denetimleri etkin hale getirilmeli.
Rekolte tespitinde hangi kurumlar yer aldı?

Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin koordinasyonunda; Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü, Edremit Zeytincilik Üretme İstasyonu, Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği, Marmara Birlik, Güneydoğu Birlik, Doğu Akdeniz Birliği, Ege Zeytin-Zeytinyağı İhracatçılar Birliği, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, İzmir Ticaret Borsası, İzmir Ticaret Odası, Aydın Ticaret Borsası, Ege Bölgesi Sanayi Odası, Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Türkiye İstatistik Kurumu İzmir Bölge Müdürlüğü, Ticaret ve Sanayi Kontuvarı TAŞ, Ana Gıda AŞ ve Ant Gıda.