20 Aralık 2014 Cumartesi

MİLAS ZEYTİN HASAT ŞENLİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE ÖNERİLER

29-30 Kasım 2014 tarihlerinde, bu yıl ilk kez, Milas Kaymakamlığının öncülüğünde düzenlenen, “Zeytin Hasat Şenliği”, Milas’ın potansiyellerinin değerlendirilmesi ve tanıtılması açısından, tarihi önemde bir etkinlikti. Daha önce defalarca bu konu gündeme gerilmesine rağmen, bir türlü hayata geçirilememişti.
Kent ve ilçe yaşamında, sahip olunan tarihi-kültürel-ekonomik ve turistik değerlerin ve potansiyellerinin bir kazanca dönüştürülmesi, toplumsal refahın yaratılmasında bir araç haline getirilebilmesi gerekiyor. Bu anlamda; başta Kaymakamlık ve Belediye olmak üzere Odaların kurumsal önderliklerine ihtiyaç bulunmaktadır. Kurumsal önderliğin temel iki unsuru Kaymakamlık ve Belediyedir.
İlki gerçekleşen zeytin hasat şenliğinin organizasyonu ve gerçekleşmesinde; Milas Kaymakamı Fuat Gürel’in, Kaymakamlığın kurumsal önderliğini en iyi şekilde hayata geçirdiğini gördük.
Organizasyon genel anlamda başarılıydı. Eksiklikleri yok mu, mutlaka vardır. Bu, her organizasyonda vardır. Önemli olan eksikleri görüp, bir daha aynısının olmamasını sağlamaktır.
Milas zeytinciliği ile ilgili panel çok başarılıydı, ufuk açıcıydı. Milas zeytinyağının üretimi ve pazarlanması konusunda ev ödevlerimizin ne olduğunu belirleyen ve bunu önümüze koyan güzel bir toplantıydı. Bu paneldeki konuşmalar, içerik olarak tatmin ediciydi.
Zeytinyağlı Milas yemekleri yarışması ise, Milas mutfak kültürünün belirginleşmesi ve ortaya çıkarılması anlamında çok önemliydi. Bu yarışma, Milas yemek kültürünün araştırılması ve yazılı hale getirilmesi konusunda da bizlere sorumluluk yüklemektedir.
Osman Menteşe’nin zeytinliğinde yapılan hasat gösterisi, doğru zeytin hasadının nasıl yapılması gerektiğini bizlere öğretmiştir. Sonrasında Zeybekler’e ait modern zeytinyağı fabrikasında yapılan ‘soğuk sıkım’la elde edilen zeytinyağının da, ne kadar lezzetli olduğunu katılımcılar yaşayarak gördü, tadarak anladılar…
Zeytindostu Derneği tarafından düzenlenen, zeytinyağı tadım eğitim paneli de çok önemli bir etkinlikti. Zeytin diyarı bir ilçede, bazı sahtekârlar, zeytinyağı diye kanola yağı satıyorlar. Bazı açıkgözler de, zeytinyağına pamukyağı veya çiçekyağı karıştırarak, Milas pazarında satıyorlar. Bunların önüne geçebilmek için zeytinyağının tadını ayırt edebilen ne kadar çok insan olursa, tüketicilerin kandırılmasını da o oranda önlemiş oluruz. Bu nedenle bu tadım eğitimleri; 3-4 veya 6 aylık dönemler halinde düzenlenilmelidir. Bu şenliğin, bize yüklediği en önemli görevlerden birisi de budur.
İlçemizde zeytinyağı üretimi kadar, ‘sofralık zeytin’ üretimine de önem vermeliyiz. Milas bu alanda da kendi markasını ve üretim sürecini yaratmalıdır. Milas’ta bir sofralık zeytin işleme ve paketleme tesisinin olmayışı büyük bir eksikliktir. Bu alanda da kurumsal önderliklere ihtiyaç bulunmaktadır.
Zeytin üreticisi, girdi maliyetlerinin yüksekliği, zeytinyağı satış fiyatının düşüklüğü nedeniyle zeytinine bakmamakta; toplayıcı maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle de birçok üretici zeytin tanesini ağacın başında bırakmaktadır.
Bu bakımdan; zeytin üreticisine, zeytinin organik özelliğini bozmayacak doğru ilaç kullanımı konusunda önderlik yapılmalı ve ayrıca maliyet yüksekliğinden dolayı ürünü ağacın başında bırakan üreticilerin, 3’erli-5’erli kümeler halinde, ortak hasat makinesi almaları için gerekli örgütlenmeler ve yönlendirmeler yapılmalıdır.
Zeytin ve zeytinyağı üretimi konusunda, çiftçi eğitimine ve öğretimine önem verilmelidir.
Zeytinyağı fabrikalarından çıkan zeytin karasuyunun, doğa ve toplum yararına(biyo enerji-kozmetik-gübre vb.) kullanılması için gerekli araştırmalar ve çalışmalar yapılmalıdır.
 Şirince’deki “şarap turizmi” gibi bizler de Milas’ta “zeytinyağı turizmi”ni geliştirmeliyiz. Bunun için gerekli çalışmalara hemen başlanılmalı, uygun mekânların seçimi veya oluşturulması sağlanmalıdır. Örneğin kent merkezindeki tarihi Çöllüoğlu Hanı, bu iş için düzenlenebilir. Milas-Bodrum karayolunun kenarında, uygun bir yerdeki kamu veya hazine arazisi de bu iş için kiralanabilir veya tahsisi sağlanılabilir.
Şenlikte, ulusal gazetelerden kimse yoktu. Bunun nedeni bizden önce 2-3 şenliğin yapılmış olması olabilir. Zamanlama olarak, şenliği Kasım başına alabiliriz. Köşe yazarı ve gazetecilerle çok önceden iletişime geçmek gerekiyor. Bu konuda reklam ajanslarından profesyonel hizmet alınabilir.
Milas’ta bir zeytin ve zeytinyağı müzesi kurulmalıdır. Müzenin içini dolduracak araç ve gereç Milas bölgesinde fazlasıyla bulunmaktadır. Kültürel değeri olan bu araç ve gereçler; hurdacılara gitmeden veya bulunduğu yerde çürümeden, bir yerde toplanılmaya başlanılmalıdır.
Şenlikte, İsrail’den konuğumuz olan ve Milas Zeytinciliği paneline konuşmacı olarak katılan Milas doğumlu hemşerimiz David Levi,  görüşleri ve şenlik sonrasında hazırladığı raporla; Milas zeytin ve zeytinyağının sektörde hak ettiği yeri alabilmesi için biz Milaslıların yapması gerekenleri açık ve net bir biçimde ortaya koymuştur. Bu rapor ciddi bir biçimde incelenmeli, Milas zeytin ve zeytinyağının, diğer görüşlerin de katkısıyla yol haritası belirlenmelidir. Ayrıca üretici Ali Osman Menteşe’nin hazırladığı rapor da, Milas zeytinciliğinin geliştirilmesi bağlamında çok önemli bilgiler ve öneriler içermektedir.
SONUÇ: Bu toplantıdan sonra Milas zeytinciliğinin geliştirilmesi doğrultusunda kısa-orta ve uzun vadeli hedefler belirlenmeli, bunun için alt komiteler ve üst komite oluşturulmalıdır. İkinci şenliğe kadar bazı konularda somut olarak yol almış olmalıyız. Kaymakamlık öncülüğünde bu şenliğin gerçekleşmesine katkı koyan Milas Belediyesi, MİTSO, Ziraat Odası, Zeytindostu Derneği, İlçe Gıda-Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, emeği geçen-katkısı olan tüm kişi ve kuruluşlar teşekkürü fazlasıyla hak ediyor.
Bu etkinlikle, Milas kabuğunu kırmaya, üzerindeki ölü toprağını atmaya başladı.
Gelecek, Milas için iyi olacaktır…
Şimdi sırada bal ve halımız var. Onlar için de etkinlikler düzenlemeliyiz...

Nevzat Çağlar Tüfekçi
bilgi@alvegari.com