MİLAS ZEYTİN HASAT ŞENLİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE
ÖNERİLER
29-30 Kasım 2014
tarihlerinde, bu yıl ilk kez, Milas Kaymakamlığının öncülüğünde düzenlenen,
“Zeytin Hasat Şenliği”, Milas’ın potansiyellerinin değerlendirilmesi ve tanıtılması
açısından, tarihi önemde bir etkinlikti. Daha önce defalarca bu konu gündeme gerilmesine
rağmen, bir türlü hayata geçirilememişti.
Kent ve ilçe yaşamında,
sahip olunan tarihi-kültürel-ekonomik ve turistik değerlerin ve
potansiyellerinin bir kazanca dönüştürülmesi, toplumsal refahın yaratılmasında
bir araç haline getirilebilmesi gerekiyor. Bu anlamda; başta Kaymakamlık ve
Belediye olmak üzere Odaların kurumsal önderliklerine ihtiyaç bulunmaktadır.
Kurumsal önderliğin temel iki unsuru Kaymakamlık ve Belediyedir.
İlki gerçekleşen zeytin
hasat şenliğinin organizasyonu ve gerçekleşmesinde; Milas Kaymakamı Fuat
Gürel’in, Kaymakamlığın kurumsal önderliğini en iyi şekilde hayata geçirdiğini
gördük.
Organizasyon genel
anlamda başarılıydı. Eksiklikleri yok mu, mutlaka vardır. Bu, her
organizasyonda vardır. Önemli olan eksikleri görüp, bir daha aynısının
olmamasını sağlamaktır.
Milas zeytinciliği ile
ilgili panel çok başarılıydı, ufuk açıcıydı. Milas zeytinyağının üretimi ve
pazarlanması konusunda ev ödevlerimizin ne olduğunu belirleyen ve bunu önümüze
koyan güzel bir toplantıydı. Bu paneldeki konuşmalar, içerik olarak tatmin
ediciydi.
Zeytinyağlı Milas
yemekleri yarışması ise, Milas mutfak kültürünün belirginleşmesi ve ortaya
çıkarılması anlamında çok önemliydi. Bu yarışma, Milas yemek kültürünün
araştırılması ve yazılı hale getirilmesi konusunda da bizlere sorumluluk
yüklemektedir.
Osman Menteşe’nin
zeytinliğinde yapılan hasat gösterisi, doğru zeytin hasadının nasıl yapılması
gerektiğini bizlere öğretmiştir. Sonrasında Zeybekler’e ait modern zeytinyağı
fabrikasında yapılan ‘soğuk sıkım’la elde edilen zeytinyağının da, ne kadar
lezzetli olduğunu katılımcılar yaşayarak gördü, tadarak anladılar…
Zeytindostu
Derneği tarafından düzenlenen, zeytinyağı tadım eğitim paneli de çok önemli bir
etkinlikti. Zeytin diyarı bir ilçede, bazı sahtekârlar, zeytinyağı diye kanola
yağı satıyorlar. Bazı açıkgözler de, zeytinyağına pamukyağı veya çiçekyağı
karıştırarak, Milas pazarında satıyorlar. Bunların önüne geçebilmek için zeytinyağının
tadını ayırt edebilen ne kadar çok insan olursa, tüketicilerin kandırılmasını
da o oranda önlemiş oluruz. Bu nedenle bu tadım eğitimleri; 3-4 veya 6 aylık
dönemler halinde düzenlenilmelidir. Bu şenliğin, bize yüklediği en önemli görevlerden
birisi de budur.
İlçemizde
zeytinyağı üretimi kadar, ‘sofralık zeytin’ üretimine de önem vermeliyiz. Milas
bu alanda da kendi markasını ve üretim sürecini yaratmalıdır. Milas’ta bir
sofralık zeytin işleme ve paketleme tesisinin olmayışı büyük bir eksikliktir.
Bu alanda da kurumsal önderliklere ihtiyaç bulunmaktadır.
Zeytin üreticisi, girdi
maliyetlerinin yüksekliği, zeytinyağı satış fiyatının düşüklüğü nedeniyle
zeytinine bakmamakta; toplayıcı maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle de birçok
üretici zeytin tanesini ağacın başında bırakmaktadır.
Bu bakımdan; zeytin
üreticisine, zeytinin organik özelliğini bozmayacak doğru ilaç kullanımı
konusunda önderlik yapılmalı ve ayrıca maliyet yüksekliğinden dolayı ürünü
ağacın başında bırakan üreticilerin, 3’erli-5’erli kümeler halinde, ortak hasat
makinesi almaları için gerekli örgütlenmeler ve yönlendirmeler yapılmalıdır.
Zeytin ve zeytinyağı
üretimi konusunda, çiftçi eğitimine ve öğretimine önem verilmelidir.
Zeytinyağı
fabrikalarından çıkan zeytin karasuyunun, doğa ve toplum yararına(biyo
enerji-kozmetik-gübre vb.) kullanılması için gerekli araştırmalar ve çalışmalar
yapılmalıdır.
Şirince’deki
“şarap turizmi” gibi bizler de
Milas’ta “zeytinyağı turizmi”ni
geliştirmeliyiz. Bunun için gerekli çalışmalara hemen başlanılmalı, uygun
mekânların seçimi veya oluşturulması sağlanmalıdır. Örneğin kent merkezindeki tarihi
Çöllüoğlu Hanı, bu iş için düzenlenebilir. Milas-Bodrum karayolunun kenarında,
uygun bir yerdeki kamu veya hazine arazisi de bu iş için kiralanabilir veya
tahsisi sağlanılabilir.
Şenlikte, ulusal
gazetelerden kimse yoktu. Bunun nedeni bizden önce 2-3 şenliğin yapılmış olması
olabilir. Zamanlama olarak, şenliği Kasım başına alabiliriz. Köşe yazarı ve gazetecilerle
çok önceden iletişime geçmek gerekiyor. Bu konuda reklam ajanslarından
profesyonel hizmet alınabilir.
Milas’ta bir zeytin ve
zeytinyağı müzesi kurulmalıdır. Müzenin içini dolduracak araç ve gereç Milas
bölgesinde fazlasıyla bulunmaktadır. Kültürel değeri olan bu araç ve gereçler;
hurdacılara gitmeden veya bulunduğu yerde çürümeden, bir yerde toplanılmaya
başlanılmalıdır.
Şenlikte, İsrail’den
konuğumuz olan ve Milas Zeytinciliği paneline konuşmacı olarak katılan Milas
doğumlu hemşerimiz David Levi, görüşleri
ve şenlik sonrasında hazırladığı raporla; Milas zeytin ve zeytinyağının
sektörde hak ettiği yeri alabilmesi için biz Milaslıların yapması gerekenleri
açık ve net bir biçimde ortaya koymuştur. Bu rapor ciddi bir biçimde
incelenmeli, Milas zeytin ve zeytinyağının, diğer görüşlerin de katkısıyla yol
haritası belirlenmelidir. Ayrıca üretici Ali Osman Menteşe’nin hazırladığı
rapor da, Milas zeytinciliğinin geliştirilmesi bağlamında çok önemli bilgiler
ve öneriler içermektedir.
SONUÇ: Bu toplantıdan
sonra Milas zeytinciliğinin geliştirilmesi doğrultusunda kısa-orta ve uzun
vadeli hedefler belirlenmeli, bunun için alt komiteler ve üst komite
oluşturulmalıdır. İkinci şenliğe kadar bazı konularda somut olarak yol almış
olmalıyız. Kaymakamlık öncülüğünde bu şenliğin gerçekleşmesine katkı koyan
Milas Belediyesi, MİTSO, Ziraat Odası, Zeytindostu Derneği, İlçe Gıda-Tarım ve
Hayvancılık Müdürlüğü, emeği geçen-katkısı olan tüm kişi ve kuruluşlar teşekkürü
fazlasıyla hak ediyor.
Bu etkinlikle, Milas kabuğunu
kırmaya, üzerindeki ölü toprağını atmaya başladı.
Gelecek, Milas için iyi
olacaktır…
Şimdi
sırada bal ve halımız var. Onlar için de etkinlikler düzenlemeliyiz...
Nevzat Çağlar Tüfekçi
bilgi@alvegari.com
Nevzat Çağlar Tüfekçi
bilgi@alvegari.com