2 Aralık 2014 Salı

ZEYTİNYAĞININ EROTİZMİ!


Zeytinyağının rahatlamak için kullanılması, kendisi kadar, eskilere, ta eski Yunan’dan birçok diğer kültüre ve erotizme olan düşkünlükleriyle bilinen Romalılara kadar dayanır. Tarihçiler, Eski Yunan ve Roma’nın erotizmi nasıl yakaladıklarının çeşitli yollarını yazmışlardır. Bulgulara göre, o zamanlardaki eşler birbirlerine zeytinyağı ile masaj yaparlarmış. Siz de bu eski yolu deneyebilirsiniz ki zeytinyağı kullanmak duyularınızı harekete geçirecektir. Zeytinyağı ile siz de batı tarihindeki efsane, folklor ve öykülerin gizli ve mistik havasını yaşayabilirsiniz.  Cinsellik insan yaşamının temel öğesidir. Yapılan araştırmalar E vitamininin kişinin cinsel yaşamına katkıda bulunduğunu gösteriyor. Zeytinyağı da E vitamini bakımından çok güçlüdür. Tarih boyunca zeytin ve zeytinyağının, üretkenlik ve doğurganlık için yararlı olduğu düşünülmüştür. Eski Yunan’da hamile kalmak isteyen kadınlar, zeytin yaprakları üzerinde uyurlardı. Zeytin ağacı da doğurganlık aracı olarak kabul edilirdi. Zeytin yemek ve zeytinyağı kullanmanın cinselliği ve doğurganlığı arttırdığına inanılırdı.

Eski zamanlarda üretkenlik-bereket-insanlığın yaşaması için hayati öneme sahipti: hem tarımsal alanda hasadın verimli olması, hem de insanların sağlıklı bebekler dünyaya getirmesi bakımından... İlk yağlardan birisi olan zeytinyağı eski zamanlarda, din adamları tarafından, bol bir hasat ve sağlıklı bebeklerin doğması için yapılan ayinlerde kullanılırdı. Bugün bile zeytinyağı bitkisel olarak hazırlanan birçok değişik amaçlı karışımın temel maddesidir.

Yağlar masajın vazgeçilmez öğesidir. Elinize döktüğünüz yağı masaj yapacağınızın kişinin bedenine temas ettirirsiniz. Kaliteli bir yağ, ellerinizin pürüzsüz hissedilmesini ve hem sizin hem masaj yaptığınız kişinin rahatsız olmamasını sağlayacaktır.  Eşinizin tenini parlatmak; sevgi dolu ve tutkulu bir masaj için birkaç damla altın yağından kullanmanız yeterli. Şimdi zeytin ve zeytinyağının bolca yendiği bir akşam yemeğinin ardından zeytinyağı ile rahatlatıcı formülü denediğinizi düşleyin.

Eşinize zeytinyağını cömertçe sunun. Ancak masaj sırasında yere veya çarşaflara damlatmamaya bakın.   

Su, en terapik bir maddedir. Kaldırma kuvveti ile sanki ruhumuzu havalara uçurur. Biraz zeytinyağı ekleyin, göreceksiniz ki su, hem bedeninize hem kafanıza bir özgürlük duygusu verecektir. Yani banyoda zeytinyağını istediğiniz gibi kullanın. Ama dikkat edin, yağ damladığı yeri kayganlaştırır, kayıp bir yerinizi sakatlamayın sakın!

Benim tavsiyem zeytinyağlı suya fırsat buldukça girin. Zeytinyağını doğrudan teninize sürüp küvete uzanabilir ve keyifli bir hamam sefası sürebilirsiniz. Sonra küvetten çıkıp sıcak duşun altına girip yağı bedeninizden temizlersiniz ve yağ bedeninizden akarken kafanızdaki sorunların da akıp gittiğini duyumsarsınız. Tüm vücudunuz capcanlı ve yumuşacık hisseder kendini.  Pamuklu bir havluya sarınıp yatağınıza uzanabilirsiniz ya da eşinizle birlikte erotizmin gizemli dünyasına gidebilirsiniz.

Yaptığım araştırmalar tarih boyunca zeytinyağının erotizmde kullanıldığını gösteriyor. Siz de aşağıda verdiğim rahatlatıcı formülleri eşinizle birlikte deneyebilirsiniz. Çünkü eşinizle geçirdiğiniz zamanlar çok özeldir ve insanın ruh ve beden sağlığına çok yararı vardır.

İşte zeytinyağı ile rahatlamanın yolları:

i) 1/8 bardak sızma zeytinyağını cam bir kaba koyun. Aşağıdaki bitki ve otları ekleyin ve birinin ardından saat yönünde karıştırın. 6 damla kananga(ylang ylang: Asya’da yetişen güzel kokulu aromaterapi(koku tedavisi) ve parfüm yapımında kullanılan manolyagillerden bir bitki) özü(rahatlatan etkisi için). 3 parça defneyaprağı(hoş kokusu için). 3 damla lavanta yağı(adı hep duygusal ve romantik aşkla anılmıştır; vahşi aslanları bile sakinleştirdiği söylenir). İki damla sardunya(güle benzeyen kokusuyla rahatlatır ve tazeler). Karışımı su dolu küvette kullanabileceğiniz gibi 1/4 bardak zeytinyağı daha ekleyerek masaj için de kullanabilirsiniz.   

ii) Sevdiğiniz bir müziği açın. ¼ veya ½  bardak sızma zeytinyağını küvetteki ılık suya ekleyin. Küveti doldurun. Birkaç damla lavanta yağı veya sevdiğiniz başka bir yağı da ekleyin. Mumları yakın. Çiçek yapraklarını suya yayın.  Alabildiğince rahatlayın. Ne olursa olsun küvetten çıkarken yağ damlaları üzerine basıp, kaymayın. Bundan sonra, üzerinizdeki ağırlığı atmak için soğuk bir duş alabilirsiniz, ya da bırakın bütün gün böyle kalsın üzerinizde.

iii) ½ bardak sızma zeytinyağı ile bir çorba kaşığı deniz tuzunu karıştırın. Lavanta veya sardunya yağı ekleyin(isteğe bağlı).Vücuda masaj yapın ve sonra duş alın.

iv) Serpme deneyi: Yere ve yatağa eski bir çarşaf serin. Mumları yakın(gündüz bile ortamın havasını değiştirebilirler). Bir şişe ılık sızma zeytinyağını alın ve boyun, omuz, kulak ve başa serpmek için hazırlanın. Bacaklar, yanaklar, sırt, el ve ayaklar ile tüm vücuda uygularsınız. Bu mucizevî yağdan daha da yararlanmış olacaksınız.

 

Kaynak: Zeytinyağı Tutkusu-Zeytinyağı ile Hayatınızı Güzelleştirmenin 101 Yolu, Carol Firenze, Çeviri: Rabia Kaya, Ledo Yayıncılık, 1. Baskı 2007  

ZEYTİNE DOKUNMA; O BİZİM HAYATIMIZ!

Uzun yıllar ihmale uğrayan Anadolu zeytinciliğini geliştirmek için Atatürk, 1929 yılında Yalova’daki, ‘Yalova Millet Çiftliği’ni ziyaret ettiğinde; bakımsız haldeki çiftliğin modernleştirilmesi ve aynı zamanda çiftliğin yanındaki 4 bin ağaçlık metruk(bırakılmış, kullanılmaktan vazgeçilmiş, battal) haldeki çiftliğin gençleştirilmesi ve yenilenmesi, Akdeniz’in belli başlı zeytin çeşitlerinden oluşan bir zeytinlik kurulması suretiyle, ülkemize uygun ticari niteliği olan çeşitlerin tespiti için talimat verdi.

Atatürk’ün yakından takip ettiği bu çalışmalar, hızla ilerledi ve Anadolu’da zeytinciliğin bir kez daha yükselişe geçmesi sağlandı.

Türkiye'de 7 yıl önce 99 milyon olan zeytin ağacı sayısı 170 milyonu aştı. Dünyada 3 milyon ton zeytinyağı üretimi yapılıyor. İspanya, bunun 3'te biri düzeyindeki üretimiyle ilk sırada. İtalya, yarım milyon ton yıllık üretimle 2'nci, Tunus 220 bin tonla 3'üncü ve Türkiye 190 bin tonla 4'üncü sırada. Türkiye'nin dünya zeytinyağı ihracatındaki payı yüzde 4. 10 yıl önce ülkemizde kişi başı yıllık zeytinyağı tüketimi 900 gramdı. Bugün 2 kiloya yaklaştı.
Dünyada 2.5 milyon ton sofralık zeytin üretiliyor. Yarım milyon tonla İspanya birinci, 430 bin tonla Türkiye 2'nci sırada. Ülkemizde yıllık tüketim 350 bin tona çıktı. Kişi başı 4.5-5 kilo yıllık tüketimle dünyada 6'ncı sıradayız.

Şimdi TBMM’nde, zeytinlik alanların sonu anlamına gelecek olan, 16.6.2014 tarihli, “Elektrik Piyasası Kanunu ile Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” bekliyor.

Bu yasa değişikliği TBMM’den geçerse, zeytinliklerin başına gelecekler şöyle;

1) 25 dönümden daha küçük zeytinlikler artık zeytin sahası olarak kabul edilmiyor ve zeytinliklere 3 km’den yakın alanlar da koruma alanı olmaktan çıkarılıyor. Bu yasanın yürürlüğe girmesi ile başta Kuzey Ege ve Güney Marmara’da olmak üzere tüm zeytinlikler, yer altı ve yer üstü, her türlü yıkım, kırım ve uygulamaya açık olacak… Eskiden zeytin alanlarında, sadece zeytinyağı tesislerine izin verilirken artık zeytinliklere her tür işletme kurulabilecek…

2) Zeytin sahalarını talana ve yıkıma açmak için hükümetin kullandığı gerekçe; “Kamu Yararı”.  Yasa tasarısında, zeytin sahalarının hangi faaliyetler için kullanılabileceği şöyle sıralanıyor; a-Jeotermal kaynaklı teknolojik sera yatırımları, b-Kamu yararı kararı alınmış (bu karar, valilerin başkanlığında bürokratlardan oluşacak bir ‘Kurul’ tarafından verilecek!) madencilik faaliyeti, c- Petrol ve doğalgaz arama ve işletme faaliyetleri, d- Savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar, e- Doğal afet sonrası geçici yerleşim, f- Yol altyapı ve üstyapı çalışmaları…

Son olarak, Soma’nın Yırca köyünde Termik santral yapma uğruna, Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararından önce(sızdırılan bilgiler doğrultusunda) 6 bin zeytin ağacı kesiliyor.  Yırca köylülerinin geçim kaynakları, zor kullanılarak ve hukuk çiğnenerek bir anda yok ediliyor.

Bu olay bana Karya döneminde Milas zeytinlerinin başına gelen bir olayı hatırlattı. Karya yöresi verimli topraklara ve zeytinlik alanlara sahip olduğu için, başka kavimler burayı ele geçirmek istermiş. Karya’nın verimli toprakları başka toplulukların iştahını kabartırmış. Bu nedenle Karya bölgesi sık sık istila edilmek istenirmiş. Karya halkı kadını ve erkeğiyle sonuna kadar kanı ve canı pahasına topraklarını, zeytinlerini savunurmuş. İstilacı güçler, Karya halkının direnme gücünü kırmak, morallerini bozmak için önce zeytin ağaçlarını keserlermiş. Tıpkı şimdi Soma’nın Yırca köyünde olduğu gibi…
Nevzat Çağlar Tüfekçi
nevcagtufekci@gmail.com

Zeytinliklerin acele kamulaştırılması hakkında Bakanlar Kurulu Kararı, neden hukuka aykırıdır?


Hukuka aykırı olarak alınan acele kamulaştırma kararının yürütmesinin durdurularak, kararın aynı acelecilikle iptal edilmesi gerekmektedir.

Çünkü:

- Anayasa’nın 45. Maddesi uyarınca;

“Devlet tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır.”

- 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı, Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında Kanun’un 17. Maddesi uyarınca;

“Devlet, zeytinciliğin ıslahı, yeni zeytin dikim alanlarının tespiti zeytin dikim ve yetiştirilmesinin teşviki ile verimin arttırılması, hastalık ve zararlılarla mücadele ile ürün elde etmekte masrafları azaltıcı araç ve gereçlerin imal ve ithalinde gerekli kolaylıkları sağlar.”

- 3573 Sayılı Zeytincilik Islahı, Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında Kanun’un 20. Maddesi uyarınca;

“Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkarak tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı ve işletilmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın iznine bağlıdır.

Zeytincilik sahaları daraltılamaz. (…) Bu halde dahi kesin zaruret görünmeyen zeytin ağacı kesilemez ve sökülemez.”

- 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’na göre, acele kamulaştırma ancak yurt savunması, olağanüstü haller söz konusu olduğunda gerçekleştirilebilir. Kömüre dayalı termik santraller ne yurt savunması ile ilgilidir ne de olağanüstü haller söz konusudur. Mevcut olan tek yaklaşım, 3. Kişi lehine tesis edilen bir işlemdir.

Kaynak: http://www.greenpeace.org/turkey/tr/news/somada-zeytinlik-kiyimi/

 

MİLAS 1. ZEYTİN HASAT ŞENLİĞİNİN ARDINDAN...

Milas, 29-30 kasım tarihlerinde, iki gün boyunca, çok önemli günler yaşadı. Bu iki günün önemi, ilk defa Milas’ta zeytin hasat şenliğinin düzenleniyor olmasıydı. Bu etkinlik Milas için neden önemliydi?

Her şeyden önce, Milas önemli zeytin bölgesiydi. Milas’ta 8,5 milyon, Muğla il genelinde ise 15 milyon civarında zeytin ağacı bulunuyor. Ülke genelindeki zeytin ağacı toplamı da 170 milyon civarında. Bu sayılar doğrultusunda Milas’taki zeytinlerin ülke toplamına oranı % 5, il geneline oranı % 56’dır. Bu, azımsanmayacak bir orandır. 2.167 kilometrekare yüz ölçümlü Milas’ın, % 60’ı ormanlarla; 80 bin hektarlık ekilip-biçilebilir, ürün alınabilir kültür arazisinin 50 bin hektarı da zeytin ağaçlarıyla kaplıdır. Yıllık 19-20 bin tonla ülke zeytinyağının % 10’unu karşılar. Milas’ta 93 zeytinyağı fabrikası bulunmaktadır. Milas’ta en az 7 bin çiftçi ailesi geçimini büyük oranda zeytinden sağlamaktadır.

Zeytin tarımının Milas’ta geliştirilmesi, zeytin üretiminde yeni ufukların açılması ve bir görüş zenginliğinin yaratılabilmesi için bu tür etkinliklere ihtiyaç bulunmaktaydı. Yıllardır bu konu değişik toplantılarda dile getirilmesine rağmen gerçekleştirilememişti. Milas için geç kalınmış bir faaliyetti ama hiçbir şey için geç kalınmış değildir. İlki gerçekleştirilen bu etkinlik, Milas’taki ürünlerin değerlendirilmesi, bir marka yaratılabilmesi konusunda önemli mesajlar verdi. 

Başta Muğla Valisi Amir Çiçek, Muğla Milletvekili Nurettin Demir, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Muğla Üniversitesi Rektörü Mansur Harmandar, Gıda-Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Mevlüt Gümüş, Gıda-Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Nazif Ekici olmak üzere üst düzeyde katılımlar oldu. Yapılan konuşmalarda, Milas zeytinciğinin geliştirilmesi, Milas zeytinyağının bir marka haline getirilmesi, pazarlama sorunlarının aşılması doğrultusunda önemli açıklamalar yapıldı.

MİTSO toplantı salonunda, Milas zeytinciliği ve geleceği konulu bir panel düzenlenildi. Panelistler:  Yrd. Doç. Dr. Figen Çukur(Muğla Üni. Milas MYO),  zeytin ve zeytinyağı üreticileri Ali Osman Menteşe, Zeynep Çelikoğlu ve İpek Akarca ile David Levi(Kimya Mühendisi). Toplantının yöneticiliğini, Milas MYO öğretim görevlisi Yar. Doç. Dr. Mehmet Günlük yaptı.

 

Konuşmacılar, Milas zeytinciliğinin geliştirilmesi için neler yapılması gerektiği, kaliteli zeytinyağı elde edilmesi için nasıl bir yöntem uygulanması, ‘Milas zeytinyağı’ markasının yaratılmasının önemi, zeytinyağında coğrafi işaretlemenin çok önemli olduğu ve üretmek kadar pazarlama konusunda da kafa yorulması üzerinde durdular ve bunun için mutlaka dış pazarlara açılmanın şart olduğuna dikkat çektiler. Dışarıdan bir göz olarak, 1948 Milas doğumlu ve İsrail’de yaşayan David Levi’nin konuşması, değerlendirmeleri ve önerileri ise özellikle çok çarpıcıydı… Ticarette ve turizmde, Milas ve Muğla için, yeni bakış açıları yarattı.  

 

Şenlikte ayrıca, restore edilen Çöllüoğlu Hanı’nda zeytin konulu fotoğraf sergisi açıldı. İkinci gün Ali Osman Menteşe’nin Ağaçlıhöyük Köyündeki(şimdi mahalle) zeytinliğinde, zeytin hasadı yapıldı. Toplanan zeytinler, Zeybekler’e ait modern fabrikada sıkıldı ve elde edilen zeytinyağı, küçük kavanozlar içinde hasat yapanlara hediye edildi. Uluslararası kimlikli yemek ustaları, kendi mutfaklarından tatlar sundular ve zeytinyağlı Milas yemekleri konulu yarışmada, en güzel yemekleri değerlendirdiler. Ayrıca Zeytindostu Derneği tarafından, zeytinyağı tadım eğitimi verildi. Bu eğitimler, Milas’ta sık sık tekrar edilerek, gerçek zeytinyağıyla sahtesini veya katkılısını birbirinden ayırt edecek insanlar çoğaltılmalı…

 

Sonuç:

Şenlik, Milas Kaymakamı Fuat Gürel’in öncülüğünde, Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat ve MİTSO Başkanı Reşit Özer ile diğer Oda ve şahısların katkılarıyla gerçekleşti. Şenlik, her sene, et etkin şekilde devam ettirilmeli.  Şimdi sıra, Milas’ın diğer önemli ürünleri olan, bal ve halıda… Bu şenliğin gerçekleşmesini sağlayan herkes, teşekkürü, fazlasıyla hak ediyor…
 
Nevzat Çağlar Tüfekçi