2 Aralık 2013 Pazartesi

Bu memleket zeytinin değerini ne zaman anlayacak?

Anadolu’daki zeytin cevherini ilk fark edenlerden Muhip Özyiğit’in 1920’li yıllardan başlayarak verdiği mücadele ve Türkiye’deki zeytin üretimi tarihi hakkındaki belge ve mektupları, kızı tarafından kitaplaştırıldı.

Bilon Özyiğit Güroyman, ömrünü Türkiye’de zeytin yetiştiriciliğine vakfetmiş Muhip Özyiğit’in kızı. Babasının zeytine olan aşkını çok sonraları keşfetmiş. Babasının arşivlerindeki belgelere göz gezdirince, Türkiye Cumhuriyet’i sınırları içinde zeytinciliğin nüvelerini verdiği döneme ait ilk zirâi etüt sonuçlarıyla karşılaşmış. Zeytin sevdalısı Özyiğit’in miras bıraktığı tarihi belgeler, kızı tarafından “Bir Vatandaşın Zeytin Mücadelesi” adıyla kitaplaştırıldı.

Muhip Özyiğit, Midilli eşrafından zeytin üretimi ile uğraşan bir aileye mensup. Ailesi aynı zamanda civarın entelektüel kişileri ile yakın ilişki içinde. İleride Tariş’in kurulmasında emekler sarf edecek zeytin sevdalısı genç, buradaki cevheri keşif eder. Üniversite tahsili için Belçika’nın Liège kentine gider fakat Birinci Dünya Harbi patlayınca yurda geri döner. Her ne kadar, iktisat eğitimi alsa da Fransızca, Almanca bildiğinden ve kimya diploması olmasından ötürü, Bakırköy’deki baruthanede görev verilir.

Muhip Özyiğit, Alman kimyagerler ile burada deneyler yapar. Savaş tamama erince, tekrar Belçika’ya döner ve dünya zeytincilik sektörü üzerine etraflı bir tez hazırlar. Bu sırada ülkede Cumhuriyet kurulmuştur. 1924 senesinde Türkiye ile Yunanistan arasında mübâdele olunca, Özyiğit ailesi Ayvalık’a göç eder. Biga maden şirketiyle bir buçuk sene kömür madeni çıkarır ve sonra Ayvalık Belediye Reisi olur. Yoksulluğun diz boyu olduğu o devirde, memlekete çok fayda getirecek bir cevher keşfeder. Çevredeki zeytinyağı potansiyelini görür, civarın kalkınmasını sağlayacak bir teşkilatın gerektiğini Ankara’ya bildirir. TARİŞ’in kurulmasında büyük emek sarf eder. İşte, Bilon Özyiğit Güroyman’ın hazırladığı bu kitap, bu özveriyi gösteren rapor ve yazışmaları içeriyor.

‘Bu fedakarlık bilinmiyor’

Zor zamanlardır. Muhip Özyiğit, özellikle gençlere hususi ilgi göstererek, arkadaşları ile bir cemiyet kurar. Bu zeytin hareketine gönül verenler arasında Özkul Akın, Faruk Kantarcı, Toğan Cömert, İsmet Kaptan, Teoman Madra ve Süleyman Aksu vardır. Bir müstahsiller cemiyeti kurulur.

Bilon Özyiğit Güroyman, bu dönemin gençler tarafından özenle araştırılması gerektiğinin altını çiziyor ve kitabın fikrinin oluşma hikayesini anlatıyor. “Ayvalık’ta belediye reislerinin isimlerini birer sokağa veriyorlardı. Babamın ismini de kuytu köşeye bir sokağa verdiler. Çok yadırgadım ve hemen belediyeye bir istida yazdım. Ayvalık için bu kadar emeği geçmiş birine bu revâ değil, eğer bir isim verilecekse, reisliği sırasında bizzat kendi emeğiyle kuruduğu çam ormanına verilsin dedim.” diyor. Sonunda Ayvalık belediyesi, ilçenin en uzun caddesine Muhip Özyiğit ismini vermiş. Fakat Güroyman, “Biraz düşününce, babamın ve yaptığı hizmetlerin bilinmediğini fark ettim.” diyerek geride bırakılacak bir eserin gerektiğini anlar. Sonrasında başka bir proje, kitap fikrini gerçek hayata taşır. Bir belgesel için kendisinden mülakat istenen Güroyman, babasının eski defterlerini fark eder. Babasının dosyaları arasında elle çizilen haritalar, Osmanlıca notlar, uluslararası zeytin cemiyeti ile yazışmalar, Zeytin adlı dergi ve daha nice evrak saklıdır.

Ayvalık’ta zeytin üzerine doktora yapan Suzan Kantarcı, bu mektupları yayınlamasını teklif edince, Güroyman da kızları ve torunlarının yardımıyla kitabı kaleme alır.

Kitaptaki belgelerin büyük bir kısmı Muhip Özyiğit’in devlet büyüklerine yazdığı mektuplardan oluşuyor. En eski mektup 1931 yılına ait ve başvekil İsmet İnönü’ye yazmış. Diğer alıcılar arasında Uluslararası Zeytin Üreticileri Birliği, Ziraat Bakanları, İstatistik Kurumu, Tunus Zeytin Yağı Ofisi, Milli Birlik Komitesi bulunuyor. Kendini bir dönem sonra tamamıyla zeytinciliğe hasreden Özyiğit, zamanı gelir hayal kırıklığına da uğrar. Politikacılar hakkındaki sitemini Bilon Özyiğit Güroyman şöyle dile getiriyor. “60’lı yılların sonunda bir gün bana şu cümleleri söylediğini hatırlıyorum. Bu memlekete neden sahip çıkmıyorlar, bugün konuştuğum 26. bakan. Hâlâ zeytincilik sayesinde memleketin ne kadar çok kazanabileceğini anlatamıyorum.” Demirel’e olan sitemi ise dikkat çekici. Sayın Demirel denilerek övgü tabirleri ile yapılan başlangıçtan sonra, verip veriştiriyor Muhip Özyiğit. Başbakanın bir araba fabrikasının kapanmaması için komisyonlar, ekonomik kurullar ve bakanlar kurulunu toplarken, bu çabanın niçin zeytinyağı için gösterilmediğini dile getiriyor. Hesap soruyor adeta.
Zaman Pazar-1.12.2013