27 Mart 2012 Salı

ZEYTİNCİ HURŞİT 13

ACI ÇEKME USTASI

İyi günleri vardır amelenin
-  ama çoğunluğu dardadır -
bir mucizedir sanki ayakta tutan onları
tüm yoksulluklarına karşın
söylerlerken iyi olduklarını
unutmazlar görüntüye eklemeyi mutluluklarını.
nezaketten mi böyle karşılık verirler ?
yoksa yoksulluğu gerçekten kader mi kabul ederler.


Zeytin gibi nazik biriydi amele Hurşit
süslenmiş püslenmiş bir incelik değildi onunkisi
dokularından, omurgalarından, içtenliğinden
ve de doğanın o sonsuz cömertliğinden
hatırını sorunca, mırın kırın etmezdi
sağa sola oynatmadan ağzını burnunu
iyiyim bre!.. Hüsmen Ağa der anlatırdı durumunu


Bu sefer farklı gördü  Hüsmen onu
“bre!.. Hurşit, insanlar hep iyi olmaz ki”
kırk yıllık bir dostluğu, bir dünya görüşünü
bir bahar güneşinin tanıklığında paylaştıkları bir gündü
bir sessiz acı çekme ustasıydı Hurşit
-  paylaşmazdı derdini -

“Acılar, dertler başka; iyi olmak başka!..”
diye söylenirken Hüsmen
bir köy bilgesi edasıyla Hurşit :
“yarınımın ne olacağını bilmiyorum,
           ama bugünümü biliyorum 
“sırf bu ‘bilgi’ iyi olmama yeter benim
 iyi olmak, göbek atıp oynamak değil ki
         dünyaya iyi bakmaktır,
insanlara iyi davranmak
         yalan söylememektir,
işini iyi yapmaktır iyi olmak
         sabahları fırtınalar kopsa da dışarıda,
içinde sıcak bir güneşle
erkenden uyanmaktır sabaha
gökyüzünü kara bulutlar kaplasa da”


Çıkmaz bir sokak gibidir hayat
sözlerini büyütmeden, vurgulamadan
mırıldanır gibi söyledi
zarafeti yine üstündeydi Hurşit’in
hemen konuyu değiştirip
rahatlattı Hüsmen’i.
         T. Ayhan ÇIKIN