10 Kasım 2015 Salı

MİLAS 2. ZEYTİN HASAT ŞENLİĞİNE DOĞRU: 21-22 Kasım

BELEDİYE BAŞKANI MUHAMMET TOKAT’LA SÖYLEŞİ

Söyleşi      : Nevzat Çağlar Tüfekçi
Fotoğraflar: Güray Kırtay - Milas Belediyesi Özel Kalem





-         Milas önemli bir zeytincilik merkezi... Zeytin ve zeytinyağı Milas için önemli bir ekonomik değer. Milas’ın bu önemli potansiyeli hakkında düşüncelerinizi, değerlendirmelerinizi alabilir miyim?
-         Akıl ve bilim açısından baktığımızda, bir bölge, elindeki bütün olumlulukları, bütün artıları ve bütün avantajlarını önce iyi algılamak, sonra iyi değerlendirmekle yükümlüdür. Bu açıdan bölgemiz gerçekten Dünyanın çok önemli, çok müstesna bölgelerden bir tanesi. Burada çok önemli avantajlarımız var. Bu avantajların tam olarak kullanılıp-kullanılmadığı konusundaki tartışmalar ayrı bir konu. Ama zeytin Dünyada ender olarak değerlendirilebilecek ürünlerden bir tanesi. Çünkü Dünyanın her yerinde bulunabilen bir şey değil. Bizim bu yaşadığımız bölgeyi, bu anlamda, özel bir bölge olarak değerlendirmek daha doğru olur. Bunun kıymetini, bunun avantajını çok iyi bilmemiz lazım.





Zeytin ve zeytinyağı tüm insanlık tarihi boyunca, önemi hep kavranmış ve olumluluk üzerine sembolize edilmiştir. Bir kere insanlık için çok önemli bir bitki ve ürün. Bu ürünün sağlık-tıbbi-beslenme-ekonomik ve ticari yönü var. Bu özelliklerinin hepsi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, zeytinin çok önemli bir cevher olduğunu hepimiz biliyoruz. Ağaç olarak çok dayanıklı, uzun yıllar yaşayabilen bir tür. Hatta insandan beklentileri, insana verdiğinden çok az olan, yüzyıllar boyu barışın simgesi olarak kabul edilmiş bir bitki zeytin.
Bölgesel değer olarak baktığımızda, Türkiye’de zeytin ağacı sayısı ve zeytin piyasası bakımından en başlarda gelen bir bölgeyiz. Bunun ticari, ekonomik ve sosyal olarak mutlaka kullanılması ve ilçemiz yararına bir avantaja dönüştürülmesi gerekir. Bu anlamda, bir zeytin memleketinde yaşıyor olmak, zeytin memleketinin bir ferdi olmaktan dolayı kendimi çok mutlu ve şanslı hissediyorum. Zeytini daha iyi anlamak ve anlatmak zorunda olduğumuzu düşünüyorum. Bu açıdan üzerimize düşen görevler neyse, onu da elimizden geldiği ölçüde yerine getirmeye çalışıyoruz.





-         Bir yerel yönetici olarak, Milas zeytinciliğinin içinde bulunduğu, karşı karşıya olduğu sorunlar nelerdir size göre?
-         Karşı karşıya bulunduğumuz en önemli sorun, zeytincilik faaliyetini çağın gerektirdiği bilimsellikten uzak ele almamızdır. Üretim teknikleri, zeytin ağaçlarının bakımı, korunması ve bunun piyasaya sunuluncaya kadarki geçirdiği evrelerde; geleneksel yöntemleri çağdaş yöntemlerle destekleme noktasında biraz sıkıntımız var. Bu açıdan, gittikçe ağaçlarımızı, verim gücümüzü kaybediyoruz. Öncelikle ele alınması gereken konunun bu olduğunu düşünüyorum. Halkalı leke hastalığına karşı Büyükşehir Belediyemizle başlattığımız mücadelenin, başka alanlarda başka şekillerde de sürdürülmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben birinci temel sorun olarak bunu görüyorum. İkincisi, tabi bir marka veya markalaşma sorunumuz var. Bunu sürekli konuşuyor, görüşüyoruz. Günümüzün kapitalist ve liberal politikaları çerçevesinde şansımız nedir, bunu tam olarak kestiremiyorum ama markalaşma konusunda tüm olanaklara ve ortama sahip olduğumuzu düşünüyorum. Biraz cesarete, biraz yatırım gücüne ihtiyacımız var.





-         Milas zeytinyağları son yıllarda kaliteyi yakaladı. Uluslararası alanda ödüller alıyor, kataloglara giriyor ama bir pazarlama sıkıntısı var. Bunu aşmak için ne yapmak gerekir?
-         Özellikle son dönemlerde, başta Ali Osman Menteşe olmak üzere ferdi bazı çabalar görüyoruz. Bu bireysel çabalar, şu aşamada bize sadece, zeytinimizin Dünyaya daha iyi anlatılmasını ve değerinin özellikle bizler tarafından daha iyi bilinmesini sağlıyor. Yani aslında var olan bir değeri, ifade etme kolaylığı sağlıyor ama bu yeterli mi, değil… Kaliteli üretimi yaygınlaştırma çalışması içinde olmadığımız sürece; o çabaları başka çalışmalarla desteklemediğimiz sürece; evet belki bu bilimsel değeri insanlara ifade etmiş olacağız ama hedeflediğimiz noktaya ulaşmamız biraz sıkıntılı olabilir… Osman Menteşe gibi üreticilerin çoğalması, bu bireysel çabaların genişletilmesi ve başka çalışmalarla desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü işimiz, o konuda çok zor değil. Bilimsel yöntemlerle hareket edildiğinde, yöremiz memecik zeytininden çıkan yağın nasıl bir cevher olduğunu bütün Dünya kabul etmiş durumda… Biz, var olan bir şeyi, insanlara sadece anlatmakla yükümlüyüz. Bölgemizde Ali Osman Menteşe’nin açtığı yoldan diğer üreticilerimizin de gitmesi gerektiğini düşünüyorum. İlçemizde kaliteli üretime önem verilmeli ve bilimsel yöntemler, zeytin üreticisinin rehberi olmalı… Bunu sağlamak zorundayız.





-         Ali Osman Menteşe, Milas zeytinciliğinde çığır açan, yenilikleri getiren ve uygulayan bir üretici… Zeytinyağında, Milas zeytinyağının makûs(kötü) talihini yenen bir isim. Yağları her yıl, Flos Olei isimli uluslararası katalogda yer alıyor ve yine uluslararası yarışmalarda ödüller kazanıyor. Ali Osman Menteşe için neler söylemek istersiniz?
-         Ali Osman Menteşe, bu alanda, toplumumuzun şu anda bulunduğu noktanın çok ilerisinde olan bir kişi… Bunu özellikle belirtmemiz lazım. O’nu bir öncü insan olarak değerlendirmemiz gerekiyor. Ali Osman Menteşe ile görüştüğünüzde, ondaki hem o birikimi, hem kararlılığı ve hem de o titizliği anlıyorsunuz. O, bunu hissettiriyor, insanlara ve topluma… Zeytinciliğimize ve ilçe ekonomisine, önder olarak çok büyük katkısı var. Osman Bey’in, bu durumunu takdirle karşılıyoruz. Bence Ali Osman Menteşe’nin bu yarattığı ortam ve açtığı yolun, bölgemiz zeytinciliği açısından, daha iyi değerlendirilmesi ve kullanılması gerekiyor. Arkadan ona ayak uydurmaya çalışan yeni isimler, yeni atılımlar var ama bu daha da yaygınlaştığı zaman zeytinciliğimiz hızlı bir ilerleme kaydeder. Bizim, Ali Osman Menteşeleri çoğaltmamız lazım!..





-         Yağımız güzel diyoruz. Bir yanda Osman Menteşe gibi insanların çabalarıyla Milas zeytinyağının imajı yenilenmeye çalışılıyor. Diğer yanda ise bu güzel çabaların aksine, zeytinyağında tağşiş(zeytinyağına kanola yağı-çiçek yağı-pamuk yağı karıştırma) yapanlar var. Bu, Milas pazarında da oluyor. Belediye olarak, bu durumu önlemek için bir çalışmanız var mı?
-         Evet, var… Öncelikle, diğer alanlarda olduğu gibi zeytincilik ve tarımsal faaliyetlerde de bazı açmazlarımız, sıkıntılarımız var. Bizim gerçek anlamda kazanç ve kâr elde etmenin yöntemini ve usullerini tam olarak algılamamız lazım. Bu konuda etik sahibi olmalıyız. Kendi değerimize, kendi cevherimize başka yağlar karıştırarak sahtecilik yapmak, saf tüketicileri kandırmaya çalışmak, beş kuruşluk kâr edeyim diye sıvı altınımızı değersizleştirmek; bizim kendi ayağımıza kurşun sıkmak, kendimize ve geçimini bu işten sağlayan dürüst üreticilere ihanet etmekten başka bir şey değildir… Bu, Milas’a ve bölgemize yapılabilecek en büyük kötülüktür. Bu, kaliteli bir madenin, kalitesini düşürerek, onu daha da değersiz maden haline getirmekten başka bir şey değildir. Bu nedenle biz, bu cevheri koruyup, bu cevherin nimetlerinden daha iyi yararlanmayı bilmeliyiz. Sektörde bulunan ve bu işten geçimini sağlayan herkesin dikkatinin çekilerek; bu güzel değere ihanet edilmemesi, bu değere kötülük yapılmamasının insanlara belletilmesi gerekiyor. Bütün çabalarımız bu yönde olmalı.
Biz de, belediye olarak elimizden geldiğince, denetimlerde ve bu amaçla yapılan tüm organizasyonlarda, yasaların bize tanıdığı yetki ve imkânları kullanmaya çalışıyoruz. Bu anlamda, Milas’ta, özellikle pazarımızda ve bölgemizde bu tür olumsuz satışları müdahale ederek önlemeye çalışıyoruz. Hatta şimdi buradan çağrı yapıyorum; bu konuda herhangi bir tespiti olan vatandaşımız varsa, bize mutlaka bunları bildirsin. Bu şekilde biz gözümüzden kaçanlara da müdahale etme olanağına sahip olabilelim. Bu değeri korumak adına, yasaların bize tanıdığı yetkiyi kullanmaktan da hiçbir zaman çekinmeyiz!





-         Zeytin Hasat Şenliği, ilçemizde, ilk defa geçen yıl düzenlenildi. Geçen yılki şenlik size göre amacına ulaştı mı?
-         Başlangıç olarak çok iyiydi. İlk olmasının bazı eksiklikleri mutlaka vardır. İlk etkinlikte yaşanılan eksikliklerin tespit edilerek, bir sonraki etkinliğin daha iyi geçmesini sağlamaktır, amacımız… Bu sene ikinci etkinliği yapacağız. Bu etkinliğinde eksikleri olacaktır mutlaka. Ama önemli olan, bir önceki eksikliklerin bir sonraki etkinlikte yaşanılmamasıdır. Bunu sağlamaya çalışıyoruz. Geçen yıl düzenlenen etkinliğin en önemli etkisi, zeytinyağı ve yemek ilişkisinin görsellerle çok iyi desteklenerek, Milas’ın ve kamuoyunun gündemine sokulabilmesiydi. Tadım eğitiminin yapılması da; önemli unsurlardan birisi. Bu sene, daha iyi bir organizasyon olacağını umuyoruz. Önümüzdeki yıllarda da, bunu geliştirerek devam ettireceğiz.



-         Bu yıl gıda-tarım ve hayvancılık fuarının yedincisi düzenlenecek. Geçen yıl zeytin hasat şenliği düzenlenildi. Bu tür etkinliklerin; Milas’ın sosyal-toplumsal ve ekonomik yaşamına katkıları nedir? Bu etkinliklerin üretici bilinçlenmesine katkısı nasıl oluyor?
-         İlk göreve geldiğimiz 2009 yılında, biz bölgemizin bu avantajlarının, topluma yansıtılması, ortaya çıkarılması ve tanıtılması için, görev alanımızda doğrudan bulunmasa bile, birçok girişimi hem organize etmek hem desteklemek bakımından; gayretli olacağımızı ifade etmiştik. Geçmişte bunu gösterdik. Ama Büyükşehir yasasından sonra, bunların bazıları artık bize görev haline geldi, artık.  İster bizim için görev olsun, ister olmasın, bu bölgenin tarımının ki zeytin bunun içinde en önemli konuma sahip. Bunların ele alınması, desteklenmesi, tanıtılması… Yani bunlar bizim çok önem verdiğimiz konular… Ben özellikle, Milas’taki fuar olgusunun, sadece tarımsal anlamda değil, sosyal ve toplumsal olarak da çok şeyi değiştirdiğini düşünüyorum. Türkiye’de ve Dünyada birçok fuarlara gittim. Bizim buradaki gibi, kucağında bebeğiyle, çoluğunu-çocuğunu koluna takıp, fuara gelen insan örneği bir başka yerde yok. Burada insanlar, bir karnavala gelir gibi, fuara geliyorlar. Bu da Milas’a özgü bir durum…



Fuar, zeytincilikte kendisini şöyle gösterdi. Zeytin hasat şenliğini de bu fuarın doğurduğuna inanıyorum. Zeytin hasat şenliğini, fuarın oluşturduğu iklim doğurdu. Fuarın, topluma en önemli yansıması, bana göre, makineleşme ve zeytincilik alanında oldu. Fuara gelen tüm araçların, hemen alıcı bulması; bunun yanında zeytin tarımına ilişkin olarak, küçüklü-büyüklü makinelere olan ilgi ve talep arttı. Zaten fuarda ilk olarak, zeytinle ilgili olan araç ve gereçler tükeniyor. Ben bu durumdan hoşnudum. Tarımcı bir ailenin çocuğu olarak, bu işlerin içinde bulunmaktan memnunum. Şunu hep söylüyorum. Hepimiz bir takımız ve herkes o takımda iyi oyun oynamaya çalışıyor. Biz de Milas belediyesi olarak, bu oyunda en iyi şekilde görevimizi yerine getirmenin uğraşı ve çabası içindeyiz.

Fuar oldu, zeytin hasat şenliği oldu. Bunların yarattığı ortam ve iklimle,  önümüzdeki dönemlerde yeni orijinal etkinlikler düşünmeliyiz. Benim hedefim hep odur, önümüzdeki dönemlerde, hangi etkinliği düşünüyorsak, onları uluslararası olarak düşünmek zorundayız artık...

-         Milas’ta fuar olgusu tuttu. Fuar şu anda geçici bir mekânda faaliyet gösteriyor. Fuar için kalıcı bir mekân, kendisini ihtiyaç olarak hissettiriyor. Bu konuda bir çalışmanız var mı?
-         Büyükşehir yasasıyla bu görev bizden Büyükşehir’e geçmiş durumda. İlçemizde bu anlamda ayrılmış bir fuar alanı var. Ama bununla ilgili gerekli yasal koşullar, tam oluşmuş değil. Nihai olarak önümüzdeki süreçte, Muğla’da mutlaka bir fuar alanı olması, bunun da Milas’ta olması konusunda, Büyükşehir belediyemizle ve diğer resmi kurum ve kuruluşlarla da görüşmelerimiz devam ediyor. Bu amaçla, Muğla’da, GEKA’ya dönük olarak atılmış bir adım var. Ama bu, Büyükşehir yapılanmasından önce atılmış bir adımdı. Şu anda herkes, hemfikir ki; bu fuar, hem organizasyon olarak hem alan olarak, bunun en uygun ortamı Milas’ta oluşmuş durumda. Milas gerçekten erken davranıp, bir de bu işi tutturmuş durumda. Başka yerlerde, bu girişimi yapıp da, tutturamayanlar da var. Şunu net olarak söyleyebilirim. Bazı öncelikli altyapı çalışmaları çözümlendikten sonra, Milas’ta en kısa zamanda bir fuar alanı oluşturulmasıyla ilgili gündemimiz olacak. Önce halletmemiz gereken başka şeyler var… Bu sene, önceki yıllara göre, fuara çok talep var. Fuarın biraz daha genişletilmesi gerekecek.





-         Sabit bir fuar alanı olursa yıl 12 ay burada fuar etkinlikleri düzenlenebilir…
-         Tarım dışında bize sürekli fuar düzenleme talepleri geliyor, zaten... Öncelikle tarım fuarına sahip çıkmak, onu geliştirmek istiyoruz. Biz şu anda TARİŞ’e ait alanı kullanıyoruz. Zaman zaman TARİŞ de burayı kendi amaçları için kullanıyor. Bu nedenle o fuar taleplerine olumlu yanıt veremedik. Söylediğinizde haklısınız. Sabit bir fuar alanı olduktan sonra, değişik alanlarda, değişik sektörlerde, fuarlar organize etmememiz için hiçbir neden yok! Milas’ta bu olgu yerleşti, maya tuttu…



-         Milas zeytin ve zeytinyağında bir pazarlama sıkıntısı var. Bu sorunu kısmen de olsa aşabilmek için, Milas-Bodrum Karayolunun uygun bir yerinde, Bodrum’a giden tatilcilere de hitap etmek üzere, zeytin ve zeytinyağı ile ilgili bir alışveriş merkezi yaratılamaz mı? Örneğin bu konuda, Milas’ta, Şirince örneği bir mekân oluşturulamaz mı?
-         Yaratılabilir. Bu, Arasta’da da yaratılabilir. Şu anda Arasta’nın birinci etabı tamamlandı. Bodrum yolu üzerinde Süt Birliği ile birlikte kullandığımız o alan üzerinde bazı düşüncelerimiz var. Bunu çarşı içinde veya bir ulaşım yolu üzerinde, hem bir tanıtım aracı hem bir ticari unsur olarak mutlaka hayata geçirmemiz gerekiyor. Bu, gündemde. Bununla ilgili ön çalışmalar var, yapılıyor. Yakın zaman içinde de mutlaka böyle bir şeyi oluşturmayı amaçlıyoruz.





-         Zeytinyağımız, balımız, halımız var… Bu ürünler ise pazarda hak ettiği yerde olamıyor. Pazarlama sorunlarının aşılması için Belediye ile diğer kurumlar arasında nasıl bir işbirliği hayata geçirilebilir ve bu konuda ne gibi çözümler üretilebilir?
-         Bizim şu yaşadığımız bölgede herhangi bir alanda pazarlama sıkıntısı çekmememiz lazım. Havalimanımız var, denizyolumuz var, karayoluyla belli merkezlere ulaşım kolaylıklarımız var… Hem Anadolu’ya hem Avrupa’ya dönük bir konuma sahibiz. Yani pazarlama araçları olarak her imkâna sahip bulunuyoruz. Burada iki sorun var. Birisi, birlikte davranma, organize olabilme durumu. Birçok alanda sağlayabildiğimiz, birlikte hareket etme tavrını, maalesef bu alanda tam yapabildiğimizi söyleyemiyorum.  Ama mutlaka yapılmalı. İkinci eksikliğimiz ise, bizim ufku açık özel girişimciye de ihtiyacımız var. Buradaki avantajları, hayata ve topluma, Dünyaya yansıtabilecek girişimcilere ihtiyacımız var. Bir yandan kurumlar olarak bizler, diğer yandan da özel girişimci elele verirse, birlikte hareket edebilirse; bu konuda hareket yaratabileceğimizi, pazarlama sıkıntılarının aşılabileceğini düşünüyorum. Ben hep şunu söylüyorum: biz hepimiz bir takımız ve Kaymakam da bu takımın kaptanı. Ben bu çerçeve içinde oluşturulacak her organizasyonda, oluşumda, Milas Belediyesi olarak rolüme/görevime hazırım. Bu konuda hiçbir sıkıntı yok…




-         Son olarak eklemek ve söylemek istedikleriniz…
-         Teşekkür ediyorum. Ben, önce sizi de bu konuda kutluyorum. Ben burada, fuar bir iklim yarattı demiştim. Aslında bu iklimi yaratan sizin gibi özverili insanların çabaları...  Uzun dönemden bu yana hem Milas’ın sosyo-kültürel potansiyeliyle ilgili, hem tarımsal ve özellikle son dönemlerde zeytincilikle ilgili bu çabalarınızı elimizden geldiğince yakından izlemeye çalışıyoruz. Sizlere de bu anlamda teşekkür ediyorum. Bence Ali Osman Menteşelerin vardığı ulusal ve uluslararası ufuklar kadar, ulusal düzeyde siz de yazılarınızla bu işlerin öncülerisiniz. Şu andaki bu çabanız da, çok önemli… Önümüzdeki hafta gerçekleşecek olan zeytin hasat şenliğimizin daha anlamlı ve daha içerikli olması, kamuoyunun ilgisini ve dikkatini bu şenliğe çekmek için bu çalışmayı(söyleşileri-YN) yapıyorsunuz. Teşekkür ediyoruz bu konuda. Sizlerin bu katkı ve çabalarınızla, daha çok zeytin hasat şenlikleri ve içi daha dolu dolu bu tür etkinlikler olacak. Bu vesileyle, bu imkânı, şenlikle ilgili konuşma fırsatı da verdiniz bize…
Özellikle, başta üreticiler olmak üzere, fabrika sahibinden tüccarına kadar bütün sektörü; bu zeytin hasat şenliğini sahiplenmeye ve destek vermeye çağırıyorum. Bizim halkımız bu tür organizasyonları, bu tip etkinlikleri sever… Önümüzdeki hafta iki gün boyunca, Milas’ta yapılacak, şehir merkezinde ya da değişik mekânlarda olsun, zeytin hasat şenliği ile ilgili yapılacak tüm etkinliklere halkımızı, vatandaşlarımızı davet ediyorum. Sahip çıkmaya çağırıyorum. Onlar sahip çıktıkça, bu organizasyonlar daha da gelişecek, daha fazla güçlenecek, daha fazla yerlere ulaşacak… Halkımız bu konuda duyarlıdır. Sizin aracılığınızla onları davet ediyor ve bekliyorum…




'Milas Zeytin Hasat Şenliği' İletişim:
Kaymakamlık: 0252 512 10 01
MİTSO        : 0252 512 11 18