Hızla
artan nüfus, gelişen teknolojinin kontrolsüz ve bilinçsiz kullanımı sonucu,
sınırsız olduğunu düşündüğümüz doğal kaynakların hızla tükendiğini gün geçtikçe
daha açık bir şekilde görmekteyiz. Bu gidişattan olumsuz etkilenenler arasında
ise ormanlarımız şüphesiz ki ilk sıralarda gelmektedir. Doğaya, çevreye ve tüm
canlılara birçok faydası olan yeşil alanları korumak ve arttırmak tüm dünyaya
sağlıklı ve mutlu bir gelecek sağlayacaktır. Yaşamımızın ve doğanın bir simgesi
olan ağaçlar, aynı zamanda geçmiş, günümüz ve geleceğimiz arasında iletişim
sağlayabileceğimiz en önemli canlı varlıklardır. Kimi yerde fiziksel boyutuyla,
kimi yerde görsel ayrıcalığıyla, kimi yerde de sahip olduğu kültürel
değerleriyle dikkatimizi çeken ağaçlar sandığımızdan çok daha fazlasına
sahiptir.
Ağaçlar
canlılık için sağladıkları sayısız fayda yanında, taşıdıkları kültürel
değerleri nedeniyle de hayatımız da önemli bir yer edinmiştir. Tarihe tanıklık
eden ve kültürümüzü ayakta tutan, doğal ve uzun ömre sahip bu ağaçlara anıt
ağaçlar denmektedir.
Çevre
ve Şehircilik Bakanlığı’nın, 19 Temmuz 2012 tarihli ve 28358 sayılı Resmi
Gazete’de yayınlanan “Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul
ve Esaslara Dair Yönetmelik”te anıt ağaç: Yaş, çap ve boy itibarıyla kendi
türünün alışılmış ölçüleri üzerinde boyutlara sahip olan ve/veya yöre
folklorunda, kültür ve tarihinde özel yeri bulunan ve/veya geçmiş ile günümüz,
günümüz ile gelecek arasında köprü kurabilecek doğal ve uzun ömre sahip olan
ağaçlar olarak ifade edilmektedir.
Yaşadığımız
yerde, yaşını tespit edemediğimiz ve koruma altına alınmasını uygun bulduğumuz
ağaçların tescili için ne yapmalıyız?
Daha
önce Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nda bulunan tescil görevi,
2011 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na devredilmiştir.
Tescil
işlemi için ilk olarak, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerinde, Tabiat
Varlıklarını Koruma şubesine dilekçeyle başvuruyoruz. Dilekçede ağacın tescil
altında olup-olmadığının kontrolü, değil ise gerekliliğini net bir şekilde
açıklıyoruz. İkametgâh, nüfus cüzdanı fotokopisi, ağacın fotoğrafları ve varsa
imar durum belgelerini de başvuru dosyamıza ekliyoruz. Sonrasında, tespit ve
yeniden değerlendirme işlemi için; Genel Müdürlükçe konusunda uzman ve en az 5
kişiden oluşan araştırma ekibi kurulur ve çalışmalarına başlar. Araştırma
ekibi çalışmasını bu yönetmelik kapsamında belirlenen ilke ve esaslar doğrultusunda
yürütmekle yükümlüdür. Araştırma ekibi tespit raporunu Genel Müdürlük ve ilgili
İl Müdürlüğüne teslim ettikten sonra, İl Müdürlüğü araştırma raporu
kapsamında tespit raporu hazırlayarak Bölge Komisyonuna sunar. Tescili yapılan
ağaçların korunması ve bakımında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kontrolü
dahilinde belediyeler görevlendirilir.
Anıt Ağaçların Ayırt Edici Özellikleri
Anıt
ağaçların ayırt edici özellikleri aşağıda yer almakta olup, bunlardan bir veya
birkaçını taşıyan ağaçlar anıt ağaçlarıdır.
·
Yaş, çap ve boy itibarıyla kendi türünün alışılmış ölçüleri
üzerinde boyutlara sahip olan kuşaklar arasında bağ kurabilecek uzunlukta doğal
ömre sahip.
·
Yöre kültüründe olumlu veya olumsuz, gerçek veya hayal ürünü,
mistik veya folklorik bir öyküye sahip.
·
Yöresel veya ulusal tarihte kimi olaylar ile özdeş hale gelen ve
onlara tanıklık eden.
·
Görsel açıdan estetik görünüme sahip olan veya doğal görünümden
esaslı şekilde sapma gösteren çatal, şamdan, kıvrık, yatay gibi dikkat çekici
biçimde fiziksel özelliklere sahip.
·
Aynı gövde ve kök üzerinde iki veya daha fazla türün bir arada
yaşaması gibi garip kaynaşma ve birlikte yaşama örnekleri sergileyen, doğal
yaşam tarzı bakımından benzerlerinden farklı gelişme niteliklerine sahip.
·
Kent dokusunu tamamlayan, kent imajına etkisi olan grup, dizi veya
tek ağaçlar.
Anıt
ağaçlar Türk Standardları Enstitüsü tarafından hazırlanan TS 13137
Anıt Ağaçlar Envanter Seçim Kuralları ve İşaretleme Standardına göre tespit
edilir.
Dünyanın
çeşitli yerlerinde ve ülkemizde anıt ağaçlara rastlamak mümkündür. Güncel ve
net bir sayı olmamakla birlikte ülkemizde birçok türün, anıt ağacı olabilecek
kriterlere sahip olduğu düşünülmektedir. Birçok araştırmacı, anıt ağaçların
belirlenmesine yönelik çalışmalar yürütmektedir. Ancak ülkemizdeki anıt
ağaçların sayı ve türü konusunda bir veri tabanı henüz oluşturulmamıştır.
Arşivlerde bulunan bilgiler de, pratikte ulaşabilir durumda değildir.
Zeytin
açısından konuya bakarsak,
Zeytin
yetiştiriciliğinin doğuşu konusunda net bir bilgi olmamakla birlikte, Akdeniz
Havzasındaki medeniyetlerin yakınında gelişmiş olduğu bilinmektedir. Geçmiş
zamanlara ait bulunan zeytin kalıntıları nedeniyle zeytin ağacının geçmişinin
12 bin yıl öncesine dayandığı kesin bir şekilde söylenebilir.
Zeytin
ağacı, özel yaprak anatomisi, sektöryel sürgün-kök ilişkisi, kök sistemlerinin
çevreye uyumu ve yüksek morfogenetik yenilenme potansiyeli gibi morfolojik
gelişim ile ilgili bir takım adaptasyon kabiliyetlerinden dolayı yüksek yaşama
gücüne sahiptir. Ülkemiz yaşlı zeytin ağaçları açısından oldukça zengin.
Ülkemizdeki tescil edilmiş zeytin anıt ağaçlarının bulunduğu bazı yerler
şöyledir:
Mersin’in Mut ilçesine bağlı Haydar köyünde bulunan tescil edilmiş
1300 yıllık zeytin ağacı
Manisa-Kırkağaç’a bağlı Bakır
kasabasında bulunan 1650 yaşında olan zeytin anıt ağacı
1350 yıllık olan zeytin
ağacının, 1574'te Hatay-Payas'a külliye yapılırken kesilen 15 dönümlük zeytin
bahçesinden kalan tek ağaç olduğu bilinmektedir. 1976'da Kültür ve Tabiat
Varlıkları Koruma Kurulu'nca "anıt ağaç" olarak tescillenen ağaç,
yılda yaklaşık 300 kilogram zeytin vermektedir.
Eski
zeytin ağaçları ülkemizde olduğu gibi dünyada da koruma altına
alınmıştır.
Malaga, İspanya
Valencia, İspanya
İtalya
Girit-Kavousi Köyünde bulunan
3250 yaşında olan zeytin ağacı
Çevreyi
ve doğayı anlamak, sevmek ve korumak aslında gönüllük esasına dayanıyor.
İnternette haberini okuduğum bir olay bu gerçeğin en güzel örneklerinden biri
oldu. Zeytin ağacının koruma altında olmadığı yıllarda 2 bin yıllık zeytin
ağacını kurtarmak için hiçbir masraftan kaçınmayan Mordoğan’lı Basri Saka’nın
örnek davranışı günümüz Türkiye’sine ders verir nitelikte. Meselenin tek bir
ağaç olmadığının anlaşılacağı zamanların gelmesi dileğiyle…
Not:
Kaynaklar kısmında belirtilmeyen fotoğraflar Zeytincilik Araştırma
İstasyonu-Yetiştirme Tekniği ve Teknolojileri Bölüm Başkanı Mehmet Ulaş’a
aittir.
KAYNAKLAR
Dünya Zeytin
Ansiklopedisi- Uluslararası Zeytinyağı Konseyi