2 Aralık 2014 Salı

ZEYTİNE DOKUNMA; O BİZİM HAYATIMIZ!

Uzun yıllar ihmale uğrayan Anadolu zeytinciliğini geliştirmek için Atatürk, 1929 yılında Yalova’daki, ‘Yalova Millet Çiftliği’ni ziyaret ettiğinde; bakımsız haldeki çiftliğin modernleştirilmesi ve aynı zamanda çiftliğin yanındaki 4 bin ağaçlık metruk(bırakılmış, kullanılmaktan vazgeçilmiş, battal) haldeki çiftliğin gençleştirilmesi ve yenilenmesi, Akdeniz’in belli başlı zeytin çeşitlerinden oluşan bir zeytinlik kurulması suretiyle, ülkemize uygun ticari niteliği olan çeşitlerin tespiti için talimat verdi.

Atatürk’ün yakından takip ettiği bu çalışmalar, hızla ilerledi ve Anadolu’da zeytinciliğin bir kez daha yükselişe geçmesi sağlandı.

Türkiye'de 7 yıl önce 99 milyon olan zeytin ağacı sayısı 170 milyonu aştı. Dünyada 3 milyon ton zeytinyağı üretimi yapılıyor. İspanya, bunun 3'te biri düzeyindeki üretimiyle ilk sırada. İtalya, yarım milyon ton yıllık üretimle 2'nci, Tunus 220 bin tonla 3'üncü ve Türkiye 190 bin tonla 4'üncü sırada. Türkiye'nin dünya zeytinyağı ihracatındaki payı yüzde 4. 10 yıl önce ülkemizde kişi başı yıllık zeytinyağı tüketimi 900 gramdı. Bugün 2 kiloya yaklaştı.
Dünyada 2.5 milyon ton sofralık zeytin üretiliyor. Yarım milyon tonla İspanya birinci, 430 bin tonla Türkiye 2'nci sırada. Ülkemizde yıllık tüketim 350 bin tona çıktı. Kişi başı 4.5-5 kilo yıllık tüketimle dünyada 6'ncı sıradayız.

Şimdi TBMM’nde, zeytinlik alanların sonu anlamına gelecek olan, 16.6.2014 tarihli, “Elektrik Piyasası Kanunu ile Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” bekliyor.

Bu yasa değişikliği TBMM’den geçerse, zeytinliklerin başına gelecekler şöyle;

1) 25 dönümden daha küçük zeytinlikler artık zeytin sahası olarak kabul edilmiyor ve zeytinliklere 3 km’den yakın alanlar da koruma alanı olmaktan çıkarılıyor. Bu yasanın yürürlüğe girmesi ile başta Kuzey Ege ve Güney Marmara’da olmak üzere tüm zeytinlikler, yer altı ve yer üstü, her türlü yıkım, kırım ve uygulamaya açık olacak… Eskiden zeytin alanlarında, sadece zeytinyağı tesislerine izin verilirken artık zeytinliklere her tür işletme kurulabilecek…

2) Zeytin sahalarını talana ve yıkıma açmak için hükümetin kullandığı gerekçe; “Kamu Yararı”.  Yasa tasarısında, zeytin sahalarının hangi faaliyetler için kullanılabileceği şöyle sıralanıyor; a-Jeotermal kaynaklı teknolojik sera yatırımları, b-Kamu yararı kararı alınmış (bu karar, valilerin başkanlığında bürokratlardan oluşacak bir ‘Kurul’ tarafından verilecek!) madencilik faaliyeti, c- Petrol ve doğalgaz arama ve işletme faaliyetleri, d- Savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar, e- Doğal afet sonrası geçici yerleşim, f- Yol altyapı ve üstyapı çalışmaları…

Son olarak, Soma’nın Yırca köyünde Termik santral yapma uğruna, Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararından önce(sızdırılan bilgiler doğrultusunda) 6 bin zeytin ağacı kesiliyor.  Yırca köylülerinin geçim kaynakları, zor kullanılarak ve hukuk çiğnenerek bir anda yok ediliyor.

Bu olay bana Karya döneminde Milas zeytinlerinin başına gelen bir olayı hatırlattı. Karya yöresi verimli topraklara ve zeytinlik alanlara sahip olduğu için, başka kavimler burayı ele geçirmek istermiş. Karya’nın verimli toprakları başka toplulukların iştahını kabartırmış. Bu nedenle Karya bölgesi sık sık istila edilmek istenirmiş. Karya halkı kadını ve erkeğiyle sonuna kadar kanı ve canı pahasına topraklarını, zeytinlerini savunurmuş. İstilacı güçler, Karya halkının direnme gücünü kırmak, morallerini bozmak için önce zeytin ağaçlarını keserlermiş. Tıpkı şimdi Soma’nın Yırca köyünde olduğu gibi…
Nevzat Çağlar Tüfekçi
nevcagtufekci@gmail.com

Hiç yorum yok: