4 Nisan 2012 Çarşamba

UZZK BASIN BİLDİRİSİ

BASIN BİLDİRİSİ
(UZZK-İZMİR, 21 Nisan 2011)
DEĞERLİ BASIN MENSUPLARI

          Kamuoyunun ve basınımızın bildiği gibi 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı, Yabanilerin Aşılattırlması Hakkındaki Kanunumuz (kısaca Zeytincilik Kanunu), yaklaşık 10 yıldır başta maden kanunu değişikliği çerçevesinde olmak üzere birçok kez değiştirilmek üzere girişimde bulunulmuş, her defasında ülkemiz bütün zeytincileri ile kamuoyunun tepkileri ve milli iradenin kararı ile değişiklik girişimleri gerçekleştirilememiştir.
          Son olarak 26 Haziran 2010 tarihinde çıkarılan Maden Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 5995 Sayılı Kanun ile zeytincilik kanunumuz değiştirilmek istenmiş, TBMM Genel Kurulundan bütün partilerin oy birliği ile yapılmak istenen değişiklik hükümleri çıkarılarak reddedilmiştir. Bu sonuncusuyla birlikte TBMM, 3573 Sayılı Zeytincilik Kanununda yapılmak istenen değişiklik girişimlerini 4 kez reddetmiştir.
          3573 Sayılı Zeytin Kanunumuz, anavatanı Anadolu olan zeytin ağacının korunması, gelişerek yaygınlaşması için dünyaya örnek nitelikteki yasamızdır. Zeytincilik Kanunu, dün olduğu gibi bu gün milyonlarca insanın yaşamını, milyarlarca lira katma değer üreten sayısız işletme ve kurumun çalışmalarını doğrudan etkileyen, düzenleyen, Ülkemiz tarımsal gelişmesi içindeki rolü ile de bütün ülke insanını ilgilendiren bir yasa niteliğindedir.
          Zeytincilik Yasamızın değiştirilme girişimleri ve önerileri, demokrasinin, ulusal iradenin temel kurumu olan yasama organı TBMM’nde her defasında oy birliği ile reddedilmişken, geçtiğimiz yılın son günlerinden itibaren  Madenci Lobilerin adeta taarruzuna uğrayan Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca Zeytincilik Kanunu Yönetmeliğinde değişiklik yapılarak Zeytincilik Kanunu işlevsiz hale getirilmek istenmektedir. Yasa hükümlerine birçok yönden aykırılıklar taşıyan Yönetmelik değişiklik taslağına karşı son olarak 4 Şubat 2011 tarihinde Konseyimizce benzeri bir basın bildirisi ile kamuoyumuz ve ilgili kurum kuruluşlar bilgilendirilmiş, Böyle bir girişim gerçekleşmesi durumunda;
-     Demokrasinin temel kurumları yasama, yürütme, yargı erklerinin işlevi, demokrasinin temelini oluşturan güçler ayrılığı ilkesini ortadan kaldırılmış olacağı,
-     Başta Anayasanın bütünü olmak üzere, özelde 45,56,90 madde hükümlerine doğrudan aykırı olduğu,
-     Yönetmelik, yasal düzenlemenin amir özelliğini ortadan kaldıran bir hukuksuzluk manzumesi olması düşünülmesi bile hukukun ihlali anlamında olduğu,
-     Tarım ve Köyişleri Bakanlığının temel görevi ülkemiz tarımsal üretiminin ve bu çerçevede zeytinciliğin geliştirlmesi, ülke insanın sağlıklı beslenmesi için önlem alınması ve planlamalar yapması gerekirken yürütmekle yükümlü olduğu Zeytincilik Yasasını, çıkarmak isteğinde olduğu Yönetmelikle işlevsiz kılma girişiminin  kabul edilemez olduğu,
-     Sayısız mahkeme kararı ile Zeytincilik Kanununa kaşı yapılan ihlaller mahkum edilmişken, hukukun arkasına dolaşma girişimleri hukuk devletine olan inanç ve bağlılığın  dumura uğratılması anlamına geleceği,
-     Zeytinin adalet ve barışın simgesi,. Dinginliği, sabrı, güngörmüşlüğü  de temsil ettiği, yıllardan beri yana bu dinginliği bıkmadan-usanmadan karmaşa ile ihlal edilmekle elde edilmek istenen amaç ve çıkarları, kamuoyunun yanı sıra zeytin ağaçlarımızca da bilindiği,
-     Zeytinliklerin ve Zeytincilerin yok edilmesi anlamına gelecek Zeytincilik Kanunu Yönetmeliğinin değiştirilmesinin gerçekleşmesi durumunda gelinen nokta, zeytinciliğimizin ve sözün bittiği yer olacağı bildirilirken,

VE DE….

-       Konseyimizce Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile ortak bir hedef doğrultusunda hareket edilerek, anavatanı Anadolu olan zeytini, gelecek altı yıl içinde öncelikle halihazırda dünya  beşinciliği konumundan İspanya’nın ardından ikinci sıraya taşımak, 21’nci yüzyılın nihai hedefi olarak da dünyada söz sahibi lider bir ülke olmasını sağlamak olarak belirlenmiştir. Bu çerçevede Tarım ve Köy işleri Bakanlığımızca zeytincilik sektörü desteklenmiş, özellikle yeni dikim alanlarına yapılan fidan destekleri ile zeytin ağacı varlığımız son altı yılda yaklaşık %50 artarak 160 milyon adete yükselmiştir. Halihazırda 150 bin ton olan ortalama zeytinyağı üretimimiz 2015 de 700 bin ton olarak belirlenmiştir. Ayrıca Meclisimizde oy birliği  ve yüksek nitelikli konuşmalar ve zeytincilik hedefleri belirtilerek çıkarılan Uygun Bulma Kanunu aracığıyla Ülkemizin 20 Şubat 2010 tarihinden itibaren 12 yıllık bir ayrılıktan sonra Uluslararası Zeytin Konseyi (COI)’ ne yeniden üye olması da Yüce Meclisimizin iradesi ile ve zeytinciliğe verdiği önem çerçevesinde gerçekleşmiştir.
-      Bu hedef doğrultusunda zeytinciliğin sorunları ve yol haritası 2006 ve 2009 yıllarında iki kez TBMM Zeytincilik Araştırma Komisyonlarında ele alınmıştır. Bu Komisyonlar, tüm yörelerde kişi kurum ve kuruluşlarla görüşmüş, yurt içi ve yurt dışında zeytinliklerde, zeytin ve zeytinyağı işleme ve üretim ve sanayi tesislerinde incelemelerde bulunmuş, çalışmalar sonunda bilimsel niteliğe sahip yaklaşık 300’er sayfalık iki rapor hazırlanarak kitap haline getirilmiş ve güncelliğini korumaktadır. Bu raporlarda da görüleceği gibi milli irade Zeytincilik Kanunun ilgili amir hükümlerinin korunması yönünde gerçekleşmiştir.
-        Zeytincilik, Türkiye’ de yaklaşık 500 bin ailenin geçim kaynağını, işlenen tarım alanlarının % 3,5’unu oluşturan bir sektördür.  Zeytin üretimi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlıklı beslenmede, istihdam sağlanmasında ve diğer sanayi kollarına Pazar yaratmada, yüksek katma değeriyle doğrudan ve dolaylı yoldan 10 milyon kişinin geçimini sağlamada, tarımsal  ve sosyo ekonomik yönden ciddi bir önem taşımaktadır.
-        Son 2 yıllık ortalamaya göre, zeytinyağı üretimimiz 150 bin ton olup bu üretimin değeri yaklaşık 500 milyon dolardır. 2015 de bu değer yaklaşık 700 bin ton zeytinyağı için yaklaşık 3 milyar dolar olacaktır
-        Son 2 yıllık ortalamaya göre, sofralık zeytin üretimimiz yaklaşık 350 bin ton olup bu üretimin değeri yaklaşık 700 milyon dolardır. 2015 de bu değer yaklaşık 3,5 milyar dolardır.
-        Bu ekonomik getiriler birkaç yıl veya 15-20 yıllık bir süre ile sınırlı değildir. Zeytin ağacı Anadolu’ da altı bin yıldır insanoğlunun, geçim, beslenme, sağlık ve güzellik kaynağı olarak görevini sürdürmektedir. Dünya var oldukça da insanlığa ve çevreye hizmete devam edecektir. Bu yönüyle yer yüzünde hiçbir madenin getirisi zeytin ağacının toplam getirisi kadar olamaz.
-        Zeytin ağaçların ilki ve ölümsüzdür. Bütün dinlerin kutsal kitaplarında bahse konu edilen kutsal zeytin ağacının doğumu 6000 yıl önce anavatanı Anadolu gerçekleşmiştir. Tarihte zeytincilikle ilgili ilk kanunlar olan      Solon Kanunlarında zeytinliklerin düzenlenmesine ilişkin kararlar yer almış ve zeytin ağacını kesenlerin ölümle cezalandırılmasına karar verilmiştir. Üyelik yolunda çalışmalar içinde bulunduğumuz Avrupa Birliğinde ise zeytin ve zeytinyağı 136/66 EEC tüzüğü ile 1966 yılından itibaren başlayan ve AB toplam mevzuatının yaklaşık %3 üne tekabül eden ve 5000 sayfayı bulan tüzüklerle düzenlenmiştir. Buna göre zeytin üreticisi başta olmak üzere tüm sektör, zeytin ve zeytinyağı üretimi desteklenmiş, köyden kenti önlemek üzere daha az kayırılmış yöreler başta olmak üzere ilave destekler verilmiştir. Ayrıca Avrupa Birliğinde (EEC) 2019/93 sayılı Tüzük ile geleneksel zeytin sahalarında zeytinliklerin muhafaza edilmesi için yardım verilmektedir.  Dünyanın en büyük zeytin üreticisi olan İspanya’ da uçsuz bucaksız zeytinlikler hiçbir surette madencilik veya sanayi tehdidi altında değildir. Başta maden olmak üzere kimyasalların kısıtlanması ile zeytin ağacı yaban hayvanları özellikle tavşan ve keklikler için adeta doğal bir barınak haline dönüşmektedir.
-       AB Zeytin ve Zeytinyağı Mevzuatının tüm içeriği incelendiğinde ülkemizdeki zeytin ağacı sayımızın AB’ ye giriş sürecine kadar mümkün olan en üst sayıda arttırılmasının icap ettiği ulusal menfaatlerimiz açısından önemlidir. AB ulusal garantilenmiş miktara konu olan zeytinyağı miktarını ve bu oranda yardımlarını belirli sayıda ağaca ve bunlardan elde edilen ürüne vermektedir. Bu anlamda AB Üyeliğimiz gerçekleşinceye kadar geçen sürede mevcut ağaç sayımız ulusal garanti miktarı ve üretim yardımlarına esas tutarları oluşturacaktır. Dolayısıyla nedeni ne olursa olsun zeytin ağaçlarının kesilmesine, alanlarının daraltılmasına neden olabilecek bu tür teklifler ya da girişimler ne ulusal çıkarlarımız  ne de AB politikamız ile bağdaşmayacaktır.
-        Zeytincilik Kanunun 20 nci maddesinin 1nci fıkrasında “zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara 3 km mesafe”….. hususu gelişigüzel değil bilimsel gerekçelerle hazırlanmıştır. Zira, herdem yeşil bir bitki olan zeytinde fotosentez üniteleri olan yaprakların herhangi bir madde ile güneş ışığını geçirmeye engel film tabakası halinde kaplanması ile bitkinin fotosentez aktivitesinin azalması, vejetatif gelişmesi için kullanacağı bitki besin maddeleri üretimindeki azalış nedeni ile gelişmesinin gerileyeceği, ayrıca çiçeklenme döneminde polen tozunun tutunarak çimlenmesine yarayan özel sıvı ile nemli bulunan dişicik tepesinin dışarıdan herhangi bir su çekici madde ile kaplanması halinde polen tozunun çimlemeyeceği ve yumurtalığın döllenememesi sonucu meyve tutumu olmayacağı bilinmektedir. Ayrıca toz, duman gibi unsurların meteorolojik olaylarla ve hava akımıyla oldukça uzak mesafelere taşındığı da bilinmektedir. Örneğin, 2007/2008 üretim sezonunda Suriye üzerinden gelen tozlu ve sıcak hava akımının atmosferde değişimi ile havadan çamur şeklinde yağması ile Antakya, Kilis, Nizip vb gibi yöre zeytinlerinin çiçeklenme döneminde döllenmeyi olumsuz etkileyerek verimsiz bir yıl yaşanmasına neden olmuştur.  Bu duruma zaman zaman daha uzak ülkelerden (Sahra Çölü) kalkan toz bulutları da neden olabilmektedir. Bu örnekle madenlerin neden olacağı toz veya duman ile kirli atıkların rüzgarın ve yer altı sularının taşıma etkisi ile Km’ lerce taşınabileceği ve bu nedenle 3 km  sınırının keyfi olmayıp mesafenin daha da arttırılması gerektiği bilimsel olarak görülmektedir.
-        Zeytin dünyada ve ülkemizde stratejik bir üründür. Bu önemi de gün geçtikçe artmaktadır. Ülkemizde yaklaşık 10 milyon kişinin doğrudan ve dolaylı geçim kaynağıdır. Zeytincilik Yönetmeliğinde görüş istenen Kurumlardan; başta sektörün çatı kuruluşu niteliğinde UZZK olmak üzere hemen tamamı tarafından olumsuz görüş bildirilmişken değişiklik girişimindeki ısrar  manidardır.
-        Zeytincilik Yasası’nın 20. Maddesi yasanın omurgası niteliğindedir. Böylesi bir değişiklikte  yasa bütünüyle hükümsüz hale dönüştürülmek istenmektedir. Bu teklifin Madencilik Sektörü Başkanlar Konseyi Birliği tarafından verilen değişiklik talebi ile neredeyse bire bir örtüşmesi ve TBMM’ de milli irade tarafından oy birliği ile red edilmesine rağmen değiştirilmeksizin aynen getirilmesi sektörümüzce endişe verici olarak algılanmakta ve infial yaratmaktadır.
-        Bilindiği gibi, 1 Aralık 2009 tarihinde TBMM’ de “2005 Uluslararası Zeytinyağı ve Sofralık Zeytin Anlaşması’na Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair 5929 Sayılı Kanun” kabul edilmiştir. Genel Kurulda kanun ile ilgili yapılan görüşmelerde bütün siyasi parti sözcülerinin ülke ve dünya zeytinciliğinin artan önemine ve zeytinciliğimize dair yüksek nitelikli konuşmalar yaptığı tutanaklarla sabittir.
-        Türkiye zeytin ağacının genetik anavatanıdır, zeytinin tüm dünyaya yürüyüşünün başlangıç noktasını teşkil etmektedir ve zeytin bu anlamda dünya mirasıdır. Değişiklik, bu potansiyel ve değerin ortadan kaldırılması anlamına da gelecektir.
-        Ülkemiz son yıllarda, zeytincilik alanında ulusal ve uluslar arası arenada önemli büyüklüklere ulaşmıştır. Marka ülke hedefine hızla yürümektedir. Yurt içinde onlarca milyar büyüklüğü ile ifade edilecek ekonomik değerde yatırımlar yapılmıştır. Böylesi bir değişiklikle bu yatırımların kaynağı ortadan kaldırılmış olacaktır.
-        Bugüne kadar zeytincilik yasasında yapılmak istenen değişiklik girişimlerine, başta sektör olmak üzere bilim dünyası da karşı çıkmıştır. Zeytinci yörelerdeki bütün siyasi partiler, ortak bildiri ile Zeytincilik Yasasında değişiklik yapılmaması istemini TBMM’ne başvurusu ile bildirmiştir. İçinde bulunduğumuz günlerde zeytinci bölgeler ve Ülkemizin diğer yörelerinde yaşayan 100 bini aşkın kişinin imzalı dilekçesinin TBMM Başkanlığına verilmiş olması da bu konudaki toplumsal duyarlılığın en yakın örneğini göstermektedir. Denmiş ve bu girişimlerle Tarım ve Köyişleri Bakanınca başta olmak üzere böylesi bir yönetmeliğin çıkarılması yılbaşından buyana ertelenmiştir.

ANCAK….

MADENCİ LOBİLERİNCE, TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI ADETA ABLUKAYA ALINMIŞ DURUMDA,  ZEYTİNCİLİK YÖNETMELİĞİ DEĞİŞİKLİĞİ İÇİN SÜREKLİ BASKI UYGULANMAKTA…

SON GÜNLERDE MADENCİ LOBİLERİ, TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞINDA NEREDEYSE ÇADIR KURDULAR, ADETA MEKİK DOKUYORLAR. YAKLAŞAN SEÇİMLERE ODAKLANAN ÜLKEMİZDE BU YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİ DE OLDU BİTTİYE GETİRİLMEK İSTENİYOR.

YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİK TASLAĞI BİRÇOK YÖNDEN ZEYTİNCİLİK KANUNUA AYKIRILIK TAŞIDIĞI, BAŞTA KONSEYİMİZCE VE BİRÇOK KURUM VE KURULUŞÇA TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞINA DEFALARCA BİLDİRİLDİĞİ VE BAKANLIĞIN DA BU SAKINCALI DURUMUN FARKINDA OLDUĞU HALDE, MADENCİ LOBİLERİN,  YÖNETMELİK ÇIKARTILIP İPTAL EDİLİNCEYE KADAR Kİ SÜREDE ZEYTİN ALANLARINDA ELDE ETMEK İSTEDİKLERİNE ZEMİN HAZIRLANMA GİRİŞİMİ ÜRKÜTÜYOR. ATI ALAN ÜSKÜDARI GEÇER MANTIĞI İLE YÖNETMELİĞE SIĞINARAK ZEYTİNLİKLERİMİZDE TALANIN ÖNÜ AÇILMAK İSTENİYOR.

ZEYTİNCİLİK SEKTÖRÜ BU GELİŞMELERİ, ÖLÜMSÜZ ZEYTİN AĞACININ ASALETİ VE VAKUR DURUŞU İLE BUGÜNE KADAR SESSİZCE İZLEMEKLE YETİNDİ. ANCAK BİLİNMELİDİR Kİ BİNLERCE YILLIK KÜLTÜRÜN İZLERİNİ TAŞIYAN ZEYTİNCİLİK SEKTÖRÜ ZEYTİN AĞACININ KUTSALLIĞINA SAHİP OLARAK, GÜNLÜK ÇIKARLARA ALET EDİLEMEYECEK KADAR BÜYÜK İLAHİ BİR GÜCE SAHİPTİR.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞIMIZ TÜM BU KONULARDA BİLGİLENDİRİLDİ, YAPILMAK İSTENEN DEĞİŞİKLİĞİN SONUÇLARININ SEKTÖRDE İNFİAL YARATACAĞI BİLİDİRİLDİ. ZEYTİNCİLİKLE DOLAYLI VE DOĞRUDAN GEÇİMİNİ SAĞLAYAN 10 MİLYON KİŞİYE RAĞMEN MADENCİ LOBİLERİN BASKILARINA BOYUN EĞECEKSE, ZEYTİNCİLİK SEKTÖRÜNÜN AĞIRLIĞI DAYANILMAZ OLABİLECEKTİR. KURUMSAL VE TOPLUMSAL SORUMLULUK ANLAYIŞIYLA BAŞTA TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞIMIZ OLMAK ÜZERE, MİLLİ İRADEYE BU TARİHİ UYARIYI BİR KEZ DAHA YAPMAYI BORÇ BİLİYORUZ.
  
SONUÇ OLARAK, ÜLKEMİZ, ZEYTİNLİKLER VE ZEYTİNCİLERİMİZ AÇISINDAN SON DERECE ÖNEM TAŞIYAN MEVCUT ZEYTİNCİLİK YASASI YÖNETMELİĞİMİZİN DEĞİŞTİRİLMEKSİZİN MEVCUT HALİYLE BIRAKILMASI, SEKTÖRÜNÜN TAMAMININ ORTAK GÖRÜŞÜ OLDUĞUNU BİR KEZ DAHA HATIRLATIR. İLGİLİLERİN OLASI BİR HATALI ADIMI DERHAL GERİ ÇEKMELERİNİ TALEP EDERİZ. SAYGILARIMIZLA…
           
                                                                                   UZZK Yönetim Kurulu Adına
                                                                                                   Dr. Mustafa TAN
                                                          Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı

Hiç yorum yok: