14 Mart 2012 Çarşamba

ZEYTİNCİ HURŞİT 12

ZEYTİN ACISI

Bir bahar sabahı gün doğarken karşı dağlardan
Çalıştığı tarlada iş üstündeyken Hurşit
Ziyaretine geldi Hüsmen
Şöyle uzaktan gelmenin yorgunluğu ile
“Kolay gele Hurşit!..” deyip
Çöküverdi  yorgunluktan otlar üstüne.


Ufak tefekti Hurşit’in boyu
Uzamış ve kırlaşmış sarı saçlarının altında
Yoksul eski mintanı yapışmış sırtına
Solgun yuvarlak çehresine
Çıkmaz bir sokak gibi hayat
Çektiği çileleri nakşetmişti yüzüne


Hurşit, şöyle doğrulup bir baktı
- Çapasını bırakmadan elinden –
Hafifçe gülümsedi Hüsmen’e
İki avucunu tükürükleyip kavradı çapasını
salladı toprağın en sert yerine
..ve gülümseyerek Hüsmen’e :
“iyiyim!..”
“çok şükür iyiyim her zaman!”


En yokluk, en alil anında
Sordunuz mu halini Hurşit’in
Kısa ve nettir yanıtı :
“iyiyiz, allaha şükür..
 geçinip gidiyoruz sayende!”
Yoktur görünüşte hiçbir şikayeti.
Yoksulluk kaderidir sanki
Oysa çok iyi bilirdi Hüsmen
Köylünün, çiftçinin, ırgatın halini

                   T. Ayhan ÇIKIN

Hiç yorum yok: