25 Aralık 2011 Pazar

BÜYÜK MARKETLER, YÖRE EKONOMİSİ VE BİR ÖNERİ


Milas, başta halı ve zeytinyağı olmak üzere ekonomik değer taşıyan ürünler açısından çok zengin potansiyeli olan bir ilçedir. Halıcılık Milas’ın en önemli geçim kaynaklarından birisidir ve halıları dünyaca ünlüdür. Her köy ve kent içindeki pek çok evde halı tezgâhı bulunmaktadır. İnsanlarımızın el emeği göz nuru bu halılar, evlerin odalarının vazgeçilmez taban yazgılarıdır. Milas’ın o zengin ve sanat eseri özellikleri taşıyan motifli halıları evlerimizin ve hatta zengin evlerinin vazgeçilmez dekorlarıdır. Geçmişte en önemli geçim kaynağı olan bu halılar pazarlama sorunları ve çekilen emeğin karşılığının alınamaması nedeniyle şimdi yeterince üretilemez oldu veya hazır ip kullanılarak kalitesinden çok şey kaybetti.
Milas’ın bir diğer temel geçim ve üretim kaynağı ise zeytinyağıdır.  Yakın zamana kadar Milas zeytinyağları, asidinin yüksekliği nedeniyle, rafinerilik dökme yağ olarak nitelendirilir ve burun kıvırılırdı… Genel anlamda sektörde sofralık/yemeklik yağ olarak kabul görmezdi. Fakat son yıllarda, Milaslı zeytin üreticileri hasat ve sıkım koşullarına duyarlılık göstermeye başlayınca; Milas zeytinyağlarının kalitesinde hızlı bir yükseliş oldu. Ali Osman Menteşe’nin butik tesisinde memecik zeytinlerinden elde ettiği zeytinyağının uluslararası alanda ödüller alması ve kataloglara girmesiyle; Milas zeytinyağları için iyi bir reklam ve imaj yenilemesi oldu.
Milaslı zeytin üreticileri/KOBİ’ler kendi markalarını yaratarak, albenisi olan değişik ambalajlar içinde zeytinyağlarını piyasaya sürmeye başladılar. Bu, Milas zeytinyağlarının piyasada yer edinebilmesi, evlerimizin mutfaklarında kendisine yer açabilmesi açısından çok önemli bir adım ve atılımdı. Milas’ın coğrafi ve iklim yapısına uygun ağaç türü olan memecik zeytinlerinden elde edilen ve besleyici özelliği/yararları çok olan zeytinyağı, o güzel ambalajları içinde yaygın olarak satılamıyor, pazardan hak ettiği payı alamıyordu. KOBİ’lerimizin önüne çıkan en önemli sorun yine, halıda olduğu gibi, pazarlama sorunuydu.
Bu sorun, halı ve zeytinyağında olduğu gibi, bölgemizde üretilen bal ve diğer ürünler için de geçerlidir.  Milas köylüsü, üreticisi, KOBİ’si üretiyor, bu konuda yatırım yapıyor, masraf ediyor ama ne köylü ne de KOBİ ürettiğinin karşılığını alabiliyor. Üretmek kolay ama üretilen ürünü satmak, üretmekten daha zor bir durum yaratıyor.    
Yöresel ürünlerin pazarlanması için bir kooperatif çatısı altında örgütlenmek mümkün. Piyasada tekel oluşturan ve piyasayı paylaşmış bu tekellerin karşısında yöresel ürünlerin pazarlanması için kurulan bir kooperatifin hiç yaşama şansı yok. Tekeller, onları barındırmaz ve yaşatmazlar…  Bu konuda merkezi yönetim tarafından bir yasal düzenleme yapılması gerekiyor. Hükümet tarafından yapılacak olan bu yasal düzenleme; yöresel anlamda kendi ürününe sahip çıkan ve bunu güzel ambalajları içinde tüketiciye sunmak isteyen üretici ve KOBİ’lerin güçlenmesi anlamına gelecektir.
ÖNERİ
Bu konuda yapılması gereken, kent merkezinde yer alan ve ciroları büyük rakamlara ulaşan “hiper(büyük) marketler”in raflarında, belli oranda, halı, zeytin, zeytinyağı ve bal gibi yöre ekonomisi ürünlerinin satışı zorunlu hale getirilmelidir. İlçe halkının sahip olduğu parasal birikimleri, büyük oranda bu tür alışveriş merkezlerinde harcanmakta ve bu paralar marketlerin merkezine gitmektedir. Büyük marketlerin kasalarına düşen ve biriken rakamların yöre halkına kamusal anlamda hiçbir yararı bulunmamaktadır. Hükümet tarafından yapılacak bir yasal düzenleme ile o bölgede üretilen ve belli bir kalite standardına sahip olan ürünlerin, bir yüzdelik dilim doğrultusunda bu büyük marketlerde bulundurma ve satış zorunluluğu getirilmelidir.   Yapılacak yasal bir düzenleme ile yerel ölçekteki KOBİ’lere ve üreticilere böyle bir desteğin sağlanması; bir yandan yöre ekonomisinde canlılık yaratacak diğer yandan birçok işsize iş imkânı doğmasını sağlayacaktır… 
Nevzat Çağlar Tüfekçi
www.milasbilgi.com


Hiç yorum yok: