BELEDİYE BAŞKANI MUHAMMET TOKAT’LA SÖYLEŞİ
-
Milas
önemli bir zeytincilik merkezi... Zeytin ve zeytinyağı Milas için önemli bir
ekonomik değer. Milas’ın bu önemli potansiyeli hakkında düşüncelerinizi, değerlendirmelerinizi
alabilir miyim?
-
Akıl ve bilim açısından baktığımızda,
bir bölge, elindeki bütün olumlulukları, bütün artıları ve bütün avantajlarını
önce iyi algılamak, sonra iyi değerlendirmekle yükümlüdür. Bu açıdan bölgemiz
gerçekten Dünyanın çok önemli, çok müstesna bölgelerden bir tanesi. Burada çok
önemli avantajlarımız var. Bu avantajların tam olarak kullanılıp-kullanılmadığı
konusundaki tartışmalar ayrı bir konu. Ama zeytin Dünyada ender olarak
değerlendirilebilecek ürünlerden bir tanesi. Çünkü Dünyanın her yerinde
bulunabilen bir şey değil. Bizim bu yaşadığımız bölgeyi, bu anlamda, özel bir
bölge olarak değerlendirmek daha doğru olur. Bunun kıymetini, bunun avantajını
çok iyi bilmemiz lazım.
Zeytin
ve zeytinyağı tüm insanlık tarihi boyunca, önemi hep kavranmış ve olumluluk
üzerine sembolize edilmiştir. Bir kere insanlık için çok önemli bir bitki ve
ürün. Bu ürünün sağlık-tıbbi-beslenme-ekonomik ve ticari yönü var. Bu
özelliklerinin hepsi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, zeytinin çok önemli
bir cevher olduğunu hepimiz biliyoruz. Ağaç olarak çok dayanıklı, uzun yıllar
yaşayabilen bir tür. Hatta insandan beklentileri, insana verdiğinden çok az
olan, yüzyıllar boyu barışın simgesi olarak kabul edilmiş bir bitki zeytin.
Bölgesel
değer olarak baktığımızda, Türkiye’de zeytin ağacı sayısı ve zeytin piyasası
bakımından en başlarda gelen bir bölgeyiz. Bunun ticari, ekonomik ve sosyal
olarak mutlaka kullanılması ve ilçemiz yararına bir avantaja dönüştürülmesi
gerekir. Bu anlamda, bir zeytin memleketinde yaşıyor olmak, zeytin memleketinin
bir ferdi olmaktan dolayı kendimi çok mutlu ve şanslı hissediyorum. Zeytini
daha iyi anlamak ve anlatmak zorunda olduğumuzu düşünüyorum. Bu açıdan
üzerimize düşen görevler neyse, onu da elimizden geldiği ölçüde yerine
getirmeye çalışıyoruz.
-
Bir
yerel yönetici olarak, Milas zeytinciliğinin içinde bulunduğu, karşı karşıya
olduğu sorunlar nelerdir size göre?
-
Karşı karşıya bulunduğumuz en önemli
sorun, zeytincilik faaliyetini çağın gerektirdiği bilimsellikten uzak ele
almamızdır. Üretim teknikleri, zeytin ağaçlarının bakımı, korunması ve bunun
piyasaya sunuluncaya kadarki geçirdiği evrelerde; geleneksel yöntemleri çağdaş
yöntemlerle destekleme noktasında biraz sıkıntımız var. Bu açıdan, gittikçe
ağaçlarımızı, verim gücümüzü kaybediyoruz. Öncelikle ele alınması gereken
konunun bu olduğunu düşünüyorum. Halkalı leke hastalığına karşı Büyükşehir
Belediyemizle başlattığımız mücadelenin, başka alanlarda başka şekillerde de
sürdürülmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben birinci temel sorun olarak bunu
görüyorum. İkincisi, tabi bir marka veya markalaşma sorunumuz var. Bunu sürekli
konuşuyor, görüşüyoruz. Günümüzün kapitalist ve liberal politikaları
çerçevesinde şansımız nedir, bunu tam olarak kestiremiyorum ama markalaşma
konusunda tüm olanaklara ve ortama sahip olduğumuzu düşünüyorum. Biraz
cesarete, biraz yatırım gücüne ihtiyacımız var.
-
Milas
zeytinyağları son yıllarda kaliteyi yakaladı. Uluslararası alanda ödüller
alıyor, kataloglara giriyor ama bir pazarlama sıkıntısı var. Bunu aşmak için ne
yapmak gerekir?
-
Özellikle son dönemlerde, başta Ali
Osman Menteşe olmak üzere ferdi bazı çabalar görüyoruz. Bu bireysel çabalar, şu
aşamada bize sadece, zeytinimizin Dünyaya daha iyi anlatılmasını ve değerinin
özellikle bizler tarafından daha iyi bilinmesini sağlıyor. Yani aslında var
olan bir değeri, ifade etme kolaylığı sağlıyor ama bu yeterli mi, değil…
Kaliteli üretimi yaygınlaştırma çalışması içinde olmadığımız sürece; o çabaları
başka çalışmalarla desteklemediğimiz sürece; evet belki bu bilimsel değeri insanlara
ifade etmiş olacağız ama hedeflediğimiz noktaya ulaşmamız biraz sıkıntılı
olabilir… Osman Menteşe gibi üreticilerin çoğalması, bu bireysel çabaların
genişletilmesi ve başka çalışmalarla desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü
işimiz, o konuda çok zor değil. Bilimsel yöntemlerle hareket edildiğinde,
yöremiz memecik zeytininden çıkan yağın nasıl bir cevher olduğunu bütün Dünya
kabul etmiş durumda… Biz, var olan bir şeyi, insanlara sadece anlatmakla
yükümlüyüz. Bölgemizde Ali Osman Menteşe’nin açtığı yoldan diğer
üreticilerimizin de gitmesi gerektiğini düşünüyorum. İlçemizde kaliteli üretime
önem verilmeli ve bilimsel yöntemler, zeytin üreticisinin rehberi olmalı… Bunu
sağlamak zorundayız.
-
Ali
Osman Menteşe, Milas zeytinciliğinde çığır açan, yenilikleri getiren ve
uygulayan bir üretici… Zeytinyağında, Milas zeytinyağının makûs(kötü) talihini
yenen bir isim. Yağları her yıl, Flos Olei isimli uluslararası katalogda yer
alıyor ve yine uluslararası yarışmalarda ödüller kazanıyor. Ali Osman Menteşe
için neler söylemek istersiniz?
-
Ali Osman Menteşe, bu alanda, toplumumuzun
şu anda bulunduğu noktanın çok ilerisinde olan bir kişi… Bunu özellikle
belirtmemiz lazım. O’nu bir öncü insan olarak değerlendirmemiz gerekiyor. Ali
Osman Menteşe ile görüştüğünüzde, ondaki hem o birikimi, hem kararlılığı ve hem
de o titizliği anlıyorsunuz. O, bunu hissettiriyor, insanlara ve topluma…
Zeytinciliğimize ve ilçe ekonomisine, önder olarak çok büyük katkısı var. Osman Bey’in,
bu durumunu takdirle karşılıyoruz. Bence Ali Osman Menteşe’nin bu yarattığı
ortam ve açtığı yolun, bölgemiz zeytinciliği açısından, daha iyi
değerlendirilmesi ve kullanılması gerekiyor. Arkadan ona ayak uydurmaya çalışan
yeni isimler, yeni atılımlar var ama bu daha da yaygınlaştığı zaman
zeytinciliğimiz hızlı bir ilerleme kaydeder. Bizim, Ali Osman Menteşeleri
çoğaltmamız lazım!..
-
Yağımız
güzel diyoruz. Bir yanda Osman Menteşe gibi insanların çabalarıyla Milas
zeytinyağının imajı yenilenmeye çalışılıyor. Diğer yanda ise bu güzel çabaların
aksine, zeytinyağında tağşiş(zeytinyağına kanola yağı-çiçek yağı-pamuk yağı
karıştırma) yapanlar var. Bu, Milas pazarında da oluyor. Belediye olarak, bu
durumu önlemek için bir çalışmanız var mı?
-
Evet, var… Öncelikle, diğer alanlarda
olduğu gibi zeytincilik ve tarımsal faaliyetlerde de bazı açmazlarımız,
sıkıntılarımız var. Bizim gerçek anlamda kazanç ve kâr elde etmenin yöntemini
ve usullerini tam olarak algılamamız lazım. Bu konuda etik sahibi olmalıyız. Kendi
değerimize, kendi cevherimize başka yağlar karıştırarak sahtecilik yapmak, saf
tüketicileri kandırmaya çalışmak, beş kuruşluk kâr edeyim diye sıvı altınımızı
değersizleştirmek; bizim kendi ayağımıza kurşun sıkmak, kendimize ve geçimini
bu işten sağlayan dürüst üreticilere ihanet etmekten başka bir şey değildir…
Bu, Milas’a ve bölgemize yapılabilecek en büyük kötülüktür. Bu, kaliteli bir
madenin, kalitesini düşürerek, onu daha da değersiz maden haline getirmekten
başka bir şey değildir. Bu nedenle biz, bu cevheri koruyup, bu cevherin
nimetlerinden daha iyi yararlanmayı bilmeliyiz. Sektörde bulunan ve bu işten
geçimini sağlayan herkesin dikkatinin çekilerek; bu güzel değere ihanet
edilmemesi, bu değere kötülük yapılmamasının insanlara belletilmesi gerekiyor.
Bütün çabalarımız bu yönde olmalı.
Biz de, belediye olarak
elimizden geldiğince, denetimlerde ve bu amaçla yapılan tüm organizasyonlarda,
yasaların bize tanıdığı yetki ve imkânları kullanmaya çalışıyoruz. Bu anlamda,
Milas’ta, özellikle pazarımızda ve bölgemizde bu tür olumsuz satışları müdahale
ederek önlemeye çalışıyoruz. Hatta şimdi buradan çağrı yapıyorum; bu konuda
herhangi bir tespiti olan vatandaşımız varsa, bize mutlaka bunları bildirsin.
Bu şekilde biz gözümüzden kaçanlara da müdahale etme olanağına sahip
olabilelim. Bu değeri korumak adına, yasaların bize tanıdığı yetkiyi
kullanmaktan da hiçbir zaman çekinmeyiz!
- Zeytin Hasat Şenliği, ilçemizde, ilk defa geçen yıl düzenlenildi. Geçen yılki şenlik size göre amacına ulaştı mı?
-
Başlangıç olarak çok iyiydi. İlk
olmasının bazı eksiklikleri mutlaka vardır. İlk etkinlikte yaşanılan
eksikliklerin tespit edilerek, bir sonraki etkinliğin daha iyi geçmesini
sağlamaktır, amacımız… Bu sene ikinci etkinliği yapacağız. Bu etkinliğinde
eksikleri olacaktır mutlaka. Ama önemli olan, bir önceki eksikliklerin bir
sonraki etkinlikte yaşanılmamasıdır. Bunu sağlamaya çalışıyoruz. Geçen yıl
düzenlenen etkinliğin en önemli etkisi, zeytinyağı ve yemek ilişkisinin
görsellerle çok iyi desteklenerek, Milas’ın ve kamuoyunun gündemine
sokulabilmesiydi. Tadım eğitiminin yapılması da; önemli unsurlardan birisi. Bu
sene, daha iyi bir organizasyon olacağını umuyoruz. Önümüzdeki yıllarda da,
bunu geliştirerek devam ettireceğiz.
-
Bu
yıl gıda-tarım ve hayvancılık fuarının yedincisi düzenlenecek. Geçen yıl zeytin
hasat şenliği düzenlenildi. Bu tür etkinliklerin; Milas’ın sosyal-toplumsal ve
ekonomik yaşamına katkıları nedir? Bu etkinliklerin üretici bilinçlenmesine
katkısı nasıl oluyor?
-
İlk göreve geldiğimiz 2009 yılında, biz
bölgemizin bu avantajlarının, topluma yansıtılması, ortaya çıkarılması ve
tanıtılması için, görev alanımızda doğrudan bulunmasa bile, birçok girişimi hem
organize etmek hem desteklemek bakımından; gayretli olacağımızı ifade etmiştik.
Geçmişte bunu gösterdik. Ama Büyükşehir yasasından sonra, bunların bazıları
artık bize görev haline geldi, artık. İster bizim için görev olsun, ister olmasın,
bu bölgenin tarımının ki zeytin bunun içinde en önemli konuma sahip. Bunların
ele alınması, desteklenmesi, tanıtılması… Yani bunlar bizim çok önem verdiğimiz
konular… Ben özellikle, Milas’taki fuar olgusunun, sadece tarımsal anlamda
değil, sosyal ve toplumsal olarak da çok şeyi değiştirdiğini düşünüyorum. Türkiye’de
ve Dünyada birçok fuarlara gittim. Bizim buradaki gibi, kucağında bebeğiyle,
çoluğunu-çocuğunu koluna takıp, fuara gelen insan örneği bir başka yerde yok.
Burada insanlar, bir karnavala gelir gibi, fuara geliyorlar. Bu da Milas’a özgü
bir durum…
Fuar, zeytincilikte
kendisini şöyle gösterdi. Zeytin hasat şenliğini de bu fuarın doğurduğuna
inanıyorum. Zeytin hasat şenliğini, fuarın oluşturduğu iklim doğurdu. Fuarın,
topluma en önemli yansıması, bana göre, makineleşme ve zeytincilik alanında
oldu. Fuara gelen tüm araçların, hemen alıcı bulması; bunun yanında zeytin
tarımına ilişkin olarak, küçüklü-büyüklü makinelere olan ilgi ve talep arttı.
Zaten fuarda ilk olarak, zeytinle ilgili olan araç ve gereçler tükeniyor. Ben
bu durumdan hoşnudum. Tarımcı bir ailenin çocuğu olarak, bu işlerin içinde
bulunmaktan memnunum. Şunu hep söylüyorum. Hepimiz bir takımız ve herkes o
takımda iyi oyun oynamaya çalışıyor. Biz de Milas belediyesi olarak, bu oyunda
en iyi şekilde görevimizi yerine getirmenin uğraşı ve çabası içindeyiz.
Fuar oldu, zeytin hasat
şenliği oldu. Bunların yarattığı ortam ve iklimle, önümüzdeki dönemlerde yeni orijinal
etkinlikler düşünmeliyiz. Benim hedefim hep odur, önümüzdeki dönemlerde, hangi
etkinliği düşünüyorsak, onları uluslararası olarak düşünmek zorundayız artık...
-
Milas’ta
fuar olgusu tuttu. Fuar şu anda geçici bir mekânda faaliyet gösteriyor. Fuar
için kalıcı bir mekân, kendisini ihtiyaç olarak hissettiriyor. Bu konuda bir
çalışmanız var mı?
-
Büyükşehir yasasıyla bu görev bizden
Büyükşehir’e geçmiş durumda. İlçemizde bu anlamda ayrılmış bir fuar alanı var.
Ama bununla ilgili gerekli yasal koşullar, tam oluşmuş değil. Nihai olarak
önümüzdeki süreçte, Muğla’da mutlaka bir fuar alanı olması, bunun da Milas’ta
olması konusunda, Büyükşehir belediyemizle ve diğer resmi kurum ve kuruluşlarla
da görüşmelerimiz devam ediyor. Bu amaçla, Muğla’da, GEKA’ya dönük olarak
atılmış bir adım var. Ama bu, Büyükşehir yapılanmasından önce atılmış bir adımdı.
Şu anda herkes, hemfikir ki; bu fuar, hem organizasyon olarak hem alan olarak,
bunun en uygun ortamı Milas’ta oluşmuş durumda. Milas gerçekten erken davranıp,
bir de bu işi tutturmuş durumda. Başka yerlerde, bu girişimi yapıp da, tutturamayanlar
da var. Şunu net olarak söyleyebilirim. Bazı öncelikli altyapı çalışmaları
çözümlendikten sonra, Milas’ta en kısa zamanda bir fuar alanı oluşturulmasıyla
ilgili gündemimiz olacak. Önce halletmemiz gereken başka şeyler var… Bu sene,
önceki yıllara göre, fuara çok talep var. Fuarın biraz daha genişletilmesi
gerekecek.
-
Sabit
bir fuar alanı olursa yıl 12 ay burada fuar etkinlikleri düzenlenebilir…
-
Tarım dışında bize sürekli fuar
düzenleme talepleri geliyor, zaten... Öncelikle tarım fuarına sahip çıkmak, onu
geliştirmek istiyoruz. Biz şu anda TARİŞ’e ait alanı kullanıyoruz. Zaman zaman
TARİŞ de burayı kendi amaçları için kullanıyor. Bu nedenle o fuar taleplerine
olumlu yanıt veremedik. Söylediğinizde haklısınız. Sabit bir fuar alanı
olduktan sonra, değişik alanlarda, değişik sektörlerde, fuarlar organize
etmememiz için hiçbir neden yok! Milas’ta bu olgu yerleşti, maya tuttu…
-
Milas
zeytin ve zeytinyağında bir pazarlama sıkıntısı var. Bu sorunu kısmen de olsa
aşabilmek için, Milas-Bodrum Karayolunun uygun bir yerinde, Bodrum’a giden
tatilcilere de hitap etmek üzere, zeytin ve zeytinyağı ile ilgili bir alışveriş
merkezi yaratılamaz mı? Örneğin bu konuda, Milas’ta, Şirince örneği bir mekân
oluşturulamaz mı?
-
Yaratılabilir. Bu, Arasta’da da
yaratılabilir. Şu anda Arasta’nın birinci etabı tamamlandı. Bodrum yolu
üzerinde Süt Birliği ile birlikte kullandığımız o alan üzerinde bazı düşüncelerimiz
var. Bunu çarşı içinde veya bir ulaşım yolu üzerinde, hem bir tanıtım aracı hem
bir ticari unsur olarak mutlaka hayata geçirmemiz gerekiyor. Bu, gündemde.
Bununla ilgili ön çalışmalar var, yapılıyor. Yakın zaman içinde de mutlaka
böyle bir şeyi oluşturmayı amaçlıyoruz.
-
Zeytinyağımız,
balımız, halımız var… Bu ürünler ise pazarda hak ettiği yerde olamıyor.
Pazarlama sorunlarının aşılması için Belediye ile diğer kurumlar arasında nasıl
bir işbirliği hayata geçirilebilir ve bu konuda ne gibi çözümler üretilebilir?
-
Bizim şu yaşadığımız bölgede herhangi
bir alanda pazarlama sıkıntısı çekmememiz lazım. Havalimanımız var,
denizyolumuz var, karayoluyla belli merkezlere ulaşım kolaylıklarımız var… Hem
Anadolu’ya hem Avrupa’ya dönük bir konuma sahibiz. Yani pazarlama araçları
olarak her imkâna sahip bulunuyoruz. Burada iki sorun var. Birisi, birlikte
davranma, organize olabilme durumu. Birçok alanda sağlayabildiğimiz, birlikte
hareket etme tavrını, maalesef bu alanda tam yapabildiğimizi söyleyemiyorum. Ama mutlaka yapılmalı. İkinci eksikliğimiz
ise, bizim ufku açık özel girişimciye de ihtiyacımız var. Buradaki avantajları,
hayata ve topluma, Dünyaya yansıtabilecek girişimcilere ihtiyacımız var. Bir
yandan kurumlar olarak bizler, diğer yandan da özel girişimci elele verirse,
birlikte hareket edebilirse; bu konuda hareket yaratabileceğimizi, pazarlama
sıkıntılarının aşılabileceğini düşünüyorum. Ben hep şunu söylüyorum: biz
hepimiz bir takımız ve Kaymakam da bu takımın kaptanı. Ben bu çerçeve içinde
oluşturulacak her organizasyonda, oluşumda, Milas Belediyesi olarak rolüme/görevime
hazırım. Bu konuda hiçbir sıkıntı yok…
-
Son
olarak eklemek ve söylemek istedikleriniz…
-
Teşekkür ediyorum. Ben, önce sizi de bu
konuda kutluyorum. Ben burada, fuar bir iklim yarattı demiştim. Aslında bu
iklimi yaratan sizin gibi özverili insanların çabaları... Uzun dönemden bu yana hem Milas’ın sosyo-kültürel
potansiyeliyle ilgili, hem tarımsal ve özellikle son dönemlerde zeytincilikle
ilgili bu çabalarınızı elimizden geldiğince yakından izlemeye çalışıyoruz.
Sizlere de bu anlamda teşekkür ediyorum. Bence Ali Osman Menteşelerin vardığı ulusal
ve uluslararası ufuklar kadar, ulusal düzeyde siz de yazılarınızla bu işlerin
öncülerisiniz. Şu andaki bu çabanız da, çok önemli… Önümüzdeki hafta
gerçekleşecek olan zeytin hasat şenliğimizin daha anlamlı ve daha içerikli
olması, kamuoyunun ilgisini ve dikkatini bu şenliğe çekmek için bu çalışmayı(söyleşileri-YN)
yapıyorsunuz. Teşekkür ediyoruz bu konuda. Sizlerin bu katkı ve çabalarınızla,
daha çok zeytin hasat şenlikleri ve içi daha dolu dolu bu tür etkinlikler
olacak. Bu vesileyle, bu imkânı, şenlikle ilgili konuşma fırsatı da verdiniz
bize…
Özellikle, başta
üreticiler olmak üzere, fabrika sahibinden tüccarına kadar bütün sektörü; bu
zeytin hasat şenliğini sahiplenmeye ve destek vermeye çağırıyorum. Bizim
halkımız bu tür organizasyonları, bu tip etkinlikleri sever… Önümüzdeki hafta
iki gün boyunca, Milas’ta yapılacak, şehir merkezinde ya da değişik mekânlarda
olsun, zeytin hasat şenliği ile ilgili yapılacak tüm etkinliklere halkımızı,
vatandaşlarımızı davet ediyorum. Sahip çıkmaya çağırıyorum. Onlar sahip
çıktıkça, bu organizasyonlar daha da gelişecek, daha fazla güçlenecek, daha
fazla yerlere ulaşacak… Halkımız bu konuda duyarlıdır. Sizin aracılığınızla
onları davet ediyor ve bekliyorum…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder