22 Mart 2012 Perşembe

UZZK Başkanı Mustafa Tan, Zeytinyağı Çalıştayı'nda Herkesi Desteğe Çağırdı

 Armaggan Mağazası'nda Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca düzenlenen ve 16 Mart Cuma gününe kadar devam edecek olan ''Zeytinyağı Çalıştayı''nın açılışı yapıldı. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın açılışını yaptığı çalıştayda, Osmanlı'dan bugüne Türk mutfağından eşsiz örnekler yerli ve yabancı konuklarla buluştu. Etkinlikte konuşma yapan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Mustafa Tan, şimdikinden daha da serpilip gelişerek tüm insanlığa dünyaya barış ve mutluluk sembolü olarak kutsal görevini yapmaya devam edecek "Anadolu Zeytinciliğinin Büyük Yürüyüşü" için herkesi desteğe çağırdı.
Başta Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay olmak üzere, UZZK İcra Direktörü ve Promosyon Şefinin yanında sektörün değerli temsilcilerini, basını ve medyanın güzide temsilcilerini selamlayan Tan, dünyanın en güzel kenti olarak nitelediği İstanbul'da, zeytin ağacı, zeytinyağı ve zeytine dair kültürel değerin anlatımı ve tanıtımının gerçekleştiği çalıştay için duyarlılık göstererek  Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın çalışkan personeline şahsı ve ülkemizde ilk kurulan ve zeytincilik sektörünün çatı kuruluşunu oluşturan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Yönetim Kurulu adına  teşekkür etti.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın düzenlediği bu çalıştay ile çeşitli konularda gerçekleşen  paneller ve devamında zeytin yörelerimize yapılacak basın ve medya turları ülkemizde zeytinciliğinde büyük bir eksikliği gidererek, gerek ulusal gerekse uluslar arası alanda zeytinciliğin bugünü ve yarınlarına ışık tutacağını ifade eden Tan, "10 bin yıl önce ağaçların ilki Anadolu'muzda ortaya çıkan ve  tüm kutsal kitaplarda yer alan bir başka deyişle yeryüzüne gelmiş tüm peygamberlerin yediği ve baş tacı ettiği bu değerli ürünlerimize sahip çıktığımız, onlara gereken önemi verdiğimiz, ekonomik ve kültürel açıdan taşıdıkları önemi yeteri kadar benimsediğimiz söylenemez." diyerek, zeytine dair üretici ve tüketici yaklaşımlarına dikkat çekti.
Tarım Kanunu'nun çıkarılması ve Konseyimizin kuruluşumuzda söz sahibi olan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile bir devlet politikası dahilinde ele alınan ülkemiz zeytinciliği için ilk kez üretimden iç ve dış pazarlamaya dek konulan hedeflerden bahseden Tan; konuşmasına şöyle devam etti:
"Geçen dört-beş yıllık süreye dönüp baktığımızda, Ülkemiz zeytinciliği açısından olumlu gelişmeler içinde olduğumuzu söylemek mümkün. Öncelikle ağaç sayısı bakımından bu süreçte çok anlamlı bir artış söz konusu oldu. Bundan 5 yıl öncesi 100 milyon adet olan ağaç sayımız 170 milyona dayandı. Dekara 250 TL'ye varan fidan dikim yardımının sektörümüze verdiği büyük ivmenin etkisi, yılda 7-8 milyon fidan dikimini teşvik ederken son yıllarda bu teşviğin 50 TL ye kadar düşürülmesi, dikim hızını biraz yavaşlatmasına rağmen yine de yılda 2-3 milyon yeni fidan dikiminin gerçekleşmesine neden olmaya devam etti. Modern üretim teknikleri ile donanmış büyük kapasiteli bu yeni zeytinliklerde 5-6 yıl önce dikilen fidanlar damlama sulama ve birlikte gübreleme gibi modern uygulamalar ile gün geçtikçe daha fazla yeşeriyor verimleniyor ve bu sayede Ülkemiz zeytinciliğinin,  dünya ile rekabet edebilirliği anlamında oldukça önemli bir etkiye sahip olmaya aday olarak yoluna devamını sağlıyor. Nitekim geçtiğimiz yıl 160 bin ton bu yıl 200 bin ton seviyelerine çıkarak, var-yok yılları makasının iyice daraldığı zeytinyağı üretimi ve 400-500 bin tonlar seviyesine çıkan sofralık zeytin rekoltemiz ile dünya şampiyon üretici ülkeler ligi basamaklarında yükselişimiz sürüyor.
Başlangıçta 2014 şimdilerde 2023 olarak revize edilen zeytin/zeytinyağı hedef projeksiyonunda; Zeytin ağacı sayısı:144 milyondan 180 milyona, sofralık zeytin üretimi: 400 bin tondan 650 bin tona, zeytinyağı üretimini: 115.000 ton dan 650-750 bin tona kişi başına zeytinyağı tüketimi: 1 kg'dan 5 kg'a çıkarılması zeytinyağı ihracatını: 70 bin ton dan 200-250 bin tona, sofralık zeytin ihracatını: 35-65 bin tondan 150-200 bin tona çıkarılması öngörülmektedir. Taktir edersiniz ki "hedef başarının kutup yıldızıdır." ve bu dorultuda , ağaç sayımız bakımından hedefimize şimdiden ulaşılmış bulunmaktadır. Bununla birlikte yeni fidanların verimlerinin gün geçtikçe yükselmesi ile 650 bin ton zeytinyağı üretimi ve diğer hedeflere ulaşılmaması için bir neden yok. Üretimde ve ağaç sayımızda ki bu artışın yanı sıra, zeytin ve zeytinyağı ticareti açısından da farklı bir ülke olma yolundayız. İç tüketimimiz tırmanışını sürdürüyor ve kişi başına 800 gramlardan 2 kg' lara ulaştı. Bu nedenledir ki yeterince zeytin ve zeytinyağı tüketmeyen insanlarımız kalp ve damar hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalıkla daha fazla mücadele ediyor. Oysa kişi başına 25 kg ve sadece zeytinyağı tüketilen Girit'te insanlar uzun yaşamının sırrını Akdeniz Diyetine ve tabii ki zeytin ve zeytinyağına boçlu olarak sürdürmeye devam ediyor. Böylesi etkinliklerin devam etmesi ve sizlerin desteği ile 1-2 yılda hızlı yükselişimizin gerçekleşeceğini umut ediyoruz.
İç Piyasa Fiyatlarımız diğer üçüncü ülkelerden farklı olarak İtalya ve İspanya arasında bir seviyelere yerleşti. Dış ticarette dökme zeytinyağı alışkanlığına sahip bazı ihracatçılarımız esasen ve önceleri olduğu gibi ucuz mal bulamadığı ve bu yönde talepler içinde bulunan alıcılara cevap veremedikleri için sıkıntılı. Zira iç tüketimden arta kalan zeytin ve zeytinyağımız, yavaş ama kararlı yoluna devam eden ambalajlı ihracatımıza cevap veriyor. Evet bu süreçte Ülkemiz zeytinciliğinin kimliği oluşmaya başladı. Türkiye eskiden olduğu gibi İspanya veya İtalya'ya ucuz tedarik sağlayan ülke olmaktan ziyade, kendi markalarıyla dünya pazarlarında yer alıyor. Özellikle Japonya, Çin, Hindistan ve Türklerin yaşadığı birçok ülke ve bilinmeyen yeni pazarlar, e-ticaretin eşitlediği insanlara çeşitli olanaklar ve fırsatlar sunuyor. Özellikle sofralık zeytin ihracatında her yıl bir önceki yıla göre değer ve miktar bakımından artış söz konusu. Zeytinyağı ihracatımız ise dökme ve markasız ağırlıklı olmaktan ziyade çoğunluğu ambalajlı olarak yola devam ediyor ve kabuk değiştiriyor.
Bu toplantıda zaman zaman dile getiriliyor. Hangi zeytinyağı iyidir konusunda çeşitli sorular var? Bugün dünya zeytinciliğinde kalite stratejisi çerçevesinde "Sızmalaşma" denilen hareket başlatıldı. Yani zeytinyağının bir meyve suyu gibi sıkılmasıyla elde edilen adeta bir meyve suyu kabul edilen haliyle tüketilen zeytinyağı bu yağ işte diğer bitkisel yağlardan zeytinyağını ayırt eden yağ. Sızma veya naturel de olabilir. Tabii ki halkımız damak zevkine göre riviera gibi diğer zeytinyağlarını da tüketebilir. Ancak zeytinyağları arabalara benzetilirse sızma zeytinyağı "Rolce Royce" a benzetilebilir yani en değerlisi. Zeytinyağı pahalı mıdır hayır bu diğer yağlar, margarin  sektörünün halkın kafasına 60 lı yıllardan beri yerleştirdiği bir söylem. Oysa çok daha pahalı gıda ürünleri bu ülkede inanılmaz miktarlarda tüketiliyor. Zeytinin üretici maliyetleri düşünüldüğünde olması gereken fiyatın altında bile. Üretimin yanı sıra Türk Zeytinyağı kalitesine çok önem veriyoruz. Bugün sizlerle çok önemli bir gelişmeyi de paylaşmak istiyorum. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi, Uluslararası Zeytin Konseyinin  dünyada yürüttüğü UZK Yetkililerinin buraya getirdiği Kalite Kontrol Programına imza attı. Böylece Konseyimizin ihracatçı üyelerinin Türk Markaları bu araçla tüm dünyada tanınacak ve firmalarımız UZK nın beyaz listesinde yer alarak Ülkemiz zeytinyağı imajına da büyük katkı yapacaklar.
Üretim Maliyetimizin yüksekliği sektörümüzün ve sorunlarının en başında geliyor. Meyilli alanlarda yerleşik geleneksel eski ağaçların mekanizasyona uyumları için teşvikler ve toplu budama programları gerekiyor. Teraslama, gübreleme ile damlama sulama ile takviye edilebilirse bu zeytinliklerde de verimlilik yükselebilecek ve maliyet düşecek. Hükümetimizin yeni dikim alanlarına teşviklerini bu marjinal alanlarda da sürdürmek gerekiyor zira bu alanlarda yaklaşık 80 milyon zeytin ağacı mevcut. Bu ağaçlar, gen kaynaklarımız ve dünyaca ünlü zeytinyağlarımızın elde edilmesine olanak veriyorlar aslında. Diğer taraftan yeni zeytinliklerde diğerlerine göre sadece hasat maliyeti beş kat daha düşük ve mekanizayona uygun. Bu ağaçların verime yattığı oranda toplam verimlilik artacak ve ülke zeytin ve zeytinyağı daha rekabet edebilir bir yapıya kavuşacak. Sektörün ve özellikle üreticinin şevkinin kırılmamasına özen göstermeliyiz. Zaman zaman zeytinciliğimiz belirli kesimlerce yerden yere vuruluyor. Kendi dinamikleri üzerinde yükselen zeytinciliğimizin bu durumundan adeta rahatsız olanlar var gibi. Diğer taraftan Ülkemizdeki bu hareketlilik ve ilk üç sıraya girme hedefleri kendinden önce gelen diğer ülkelerin de önlemler almasına neden olabileceğini kestirmek zor olmasa gerek. Özellikle yeni Pazar arayışında olan İspanya, İtalya gibi üretim ve ticaret devlerinin bu ürünleri hiç tanımayan ülkeler yerine 75 milyon hem de çoğunluğu genç nüfusa sahip olan Türkiye insanına yedirmek gibi bir kolaycı yolu seçmesi ve bazı tacirlerin de buna yardımcı olabileceği de beklenen tehlikeler arasında yer alıyor.
Bir diğer önemli tehdit ise zeytincilik kanununda değişiklik yapılmak suretiyle  zeytinliklerin maden aramalarına açılmak istenmesi, hali hazır zeytincilik kanunu bu alanlarda maden aramalarına hukuki yönden engel teşkil etmekle birlikte zaman zaman yasa ve halkın iradesine karşın bu alanlara giriliyor ve binlerce yıllık tarihi ve kültürel mirasımız güzelim  zeytin ağaçlarımız kesiliyor veya onların yaşam nefesleri yok edilmek isteniyor. Bu konu ile ilgili TBMM de defalarca mücadele eden ve sektörden geçinen yaklaşık 7-8 milyon kişi adına biliyoruz ki,  güneşin oynaştığı altın ve gümüş rengi yapraklarıyla zeytin ağacı en değerli madenlerden daha değerli olarak ve binlerce yıldır insanlığa sunduğu ışık ile hepimizin ona duyduğu aidiyet duygusunu yanında hissederek, şimdikinden daha da serpilip gelişerek tüm insanlığa dünyaya barış ve mutluluk sembolü olarak kutsal görevini yapmaya devam edecektir."
Zeytinyağı Çalıştayına katılan herkesi Anadolu Zeytinciliğinin büyük yürüyüşüne desteğe çağıran Tan, konuşmasına sevgi ve saygı selamlamasıyla son verdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı, çalıştayın 2. ve 3. günlerinde yerli ve yabancı gazetecileri, zeytin ve zeytinyağının kalbi sayılan Balıkesir (Edremit-Ayvalık-Burhaniye) ve İzmir'e götürerek, ''sağlık ve güzelliğin sırrı'' zeytinyağıyla buluşturmaya devam edecek. Geziyle, yerli ve yabancı gazeteciler ile yazarlar da sektörü yakından tanıma fırsatı bulacak. Etkinlikle, zeytin üretiminde dünyada 4. sırada yer alan Türkiye'nin mutfak kültürünün tanıtımına dair önemli katkılar sağlanacak.
Kaynak: http://foodinlife.com.tr/haber/13479

Hiç yorum yok: